Zaman zaman açıp bir çeşit meditasyon yapacağınız, iç dünyanızdaki sorgulamalar ile baş başa kalacağınız başarılı bir film ile karşınızdayım. Rusyada meydana gelen Mayak nükleer kazasının yaşandığı bölgenin çöle benzemesiyle, Tarkovsky'nin filmde anlattığı bölgeyi tasvir ettiği söylenmektedir. Laboratuvar kazası sonucu ve birtakım aksaklıklar neticesinde film iki kez çekilir ve 1979 yılında yayımlanır. Film ''En derindeki dileğinizi gerçekleştirme fırsatınız olsaydı, bunu gerçekten ister miydiniz?'' sorusu etrafında detaylı bir şekilde kurgulanmıştır. Filmde temel olarak üç karakter yer alır. Stalker (İnanç), yazar (Şüphe) ve profesör (Akıl). İz sürücü karakterimiz, yazar ve profesör ile birlikte ''bölge'' isimli bilinmeyen yere götürerek dileklerinin gerçek olacağına inandırır. Dileklerin gerçek olduğu Oda'ya giden yol sancılı ve daha önce gitmeye çalışanlar için acı dolu bir deneyim olmuştur. Stalker, özellikle en dolambaçlı yoldan Oda'ya ulaşmak istemektedir. İyiler ya da kötüler yerine umutsuzların Oda'ya ulaştığını söyler. Tanrıya inancını kaybetse bile insanoğlunun en küçük inanç kırıntısı ona göre bir umuttur. Yaşamdaki arzudur. Stalker için Bölge son umuttur. Onu yok etmek insanlığı da yalnız ve umutsuz bırakmak demektir. Filmdeki her bir repliğin, mekanın ve müziğin birbiriyle bağlantısı var. Genel ve öznel anlamda çok katmanlı, tekrar tekrar izlenmesi gereken bir film olduğunu vurgulamak isterim. Karakterlerin arasındaki diyaloglar ise uzun süreli bir beyin jimnastiği yapmanızı sağlayacak.
Bir Tarkovsky Eseri: Stalker
Yayınlandı