Dokunsam hissedecek kadar yakındasın.

Hem de bir uçurumdan bakar gibi uzakta.

Sözün, özde eridiği sonsuz ânlarda kaldın.

Bağrına bastığını, bağrından söküp veda ettin.

Bir gece, kara bir aydınlığı yüzüne sürdün.

Yağmurda rûhuna kadar ıslandın, üşüdün.

Aradığında hiçbir şeyi yerinde bulamadın.

Sen, bir nefesi solumadın ki; göğüsledin.

Ümitsizliğin eteklerinde koştuğunda,

Ellerinden sıkı sıkı tutan olmadı...

Ve güneşe uzanmaya çalıştın, bir umut!

Ayaklarına dermân, kalbine güç gelsin diye.

Peki, dermânın yetti mi o yaslı yolculuklara?

Kalbin, gücünü yitirmedi mi muştusuz zamânlarda?