Göğsümüzde siperlenen sevgilerin hatrına

Hattınızı yaracak yol bilmiyoruz

Kimlere güveniyoruz bu uğurda

Kimlere kinlenip kimlere güceniyoruz

Beyaz atlarımız yok üstelik

Çıksak da bir prensesin karşısına

Diyebilsek uçurumsuz bir yar arıyoruz


Söyleyin bize söyleyin çirkinliğimizi

Dökün eteğinizdeki şeytanlaşan taşları

Ve anlatın bir yarada kabuklanmayı

Yahut bir derde deva olmayı


Kimdir bunlar hiç sordunuz mu?

Hangi ezelden gelirler hangi ebede giderler

Aşık mıdırlar yoksa deli midirler?

Gaysı Mecnun eden çöl

Leylayı ne kadar Leylalaştırdıysa

İşte biz de o kadar bağırıyoruz


Şimdi süngüsü takılmıştır kabrimizin

Ucunda aşklar, ucunda kuşlar, kuşaklar

Döneceğiz bir gün elbet döneceğiz

Ve umrumuz yettiğince olan bitene

Her bulunduğumuz bahçeye

Bir gül indireceğiz