Aylardan aralık, günlerden marifanaydık

İki yol düşün birbirine paralel

İşte oradayız, ikisinin arasında sıkışık

Çok değildik oysa, somonsuz iki paslı vidaydık

Cansızdık!


Aylardan kasım, günlerden gülüşünden kopan bir sedaydık

Sevmek için kuşları kafese koyardık

Dünleri unutmak için yeni şarkılar dinledik

Rüzgarlar estirip çayla şiir demledik

Yaptıkça yaptık ne fayda, aşk bir sedaydı unuttuk

Unutamadık!


Aylardan ekim, günlerden bir genç ölünün gülüşüydük

Üstünde ağıt yakan bir dil ve dökülen bir kaç gözyaşıydık

Ölüyü ziyaret eden iki solucandık

Fakat hala yabancıydık, ölümü görmemize rağmen utanmazdık

Ayrıldık!


Aylardan eylül, günlerden üzüm şarabıydık

Binlerce yıl mayalandık ve eskidikçe değerlendik

Bir hoş olduk, bir hoş olduk

Sonra ayrı ayrı kadehlere dolduk

Biri üstüne bira içti, diğeri sızdı bir köşeye beni bitirmeden

Sarılamadık!


Aylardan ağustos, günlerden semaydık

Güneşi kucaklardık, biz semaydık

Sabahları mavi, dolan günün akşamında sararırdık

Kimsesiz umutlara yuvaydık, gece dokunmaya korkardık

Masmaviydik...


Aylardan temmuz, günlerden edaydık

Günler iki arada bir derede ve nasıl da zevku sefaydık

Yazılmaya unutulmuş ne güzel bir kitaptık

Karanlıkların yasasında en büyük vakaydık

Aşıktık!


Aylardan haziran, günlerden bahardık

Çamura bulanır güler, ıslanır ağlardık

Umutla dolar taşardık

Siyahı bilmez iki cahildik

Otu koklar ateş nedir bilmezdik

Meraktık!


Aylardan mayıs, günlerden beyzaydık

Gün yüzü görmek isteyen o bitkinin tohumlarıydık

Bir taşın dibinde mahsur kalmış o tohumun ve zayıfların öfkesiydik

Anlamı tartışılmayan, her pisliği bağırarak ihbar eden renktik biz,

Bembeyazdık.


Aylardan nisan, günlerden pınardık

Dağları tepeleri karış karış gezer, geceyi pek takmazdık

Sınır nedir bilmez, dumanla alay ederdik

Sigara yakardık ya öyle soluğa çekmeden

Ne yaramaz çocuklardık, biz pınarlarda yıkanan çocuklardık

Alınmazdık...


Aylardan mart, günlerden rüzgarlardık

Sevinci odun sobalarında ısıtır, alüminyum tabaklarda yerdik

Her gün yeniden tanışır, gece tekrar unuturduk

Sahi biz eskiden geceleri ne yapardık?

Belki de sadece gündüz rüzgarlarıydık...

Aydınlıklardık.


Aylardan şubat, günlerden dumandık

Bacalardan akan, gökyüzüne mezardık

Rüzgarlarda telaşlı, uzak dağlarda aşktan bir belirti,

Umutlara derman denilen bir yalandık

Uçtuk...


Aylardan ocak, günlerden marifanaydık

Senenin başlangıcının ve bitişinin kesiştiği yerde tıkanıp kaldık

Mevsimler aklımızda sonsuz yıldır,

Tek bir yılın ismini hatırlayamadık!

Biz yaşamadık...


27.07.2020