Öylesine koptum ki hayattan
Aylardir mutfağa girmedim
Oysa ben bir anneydim
Soğan kokusuyla ağlamayı özler mi insan
Ben özledim
Bu sabah biraz kendime geldim
Ağır adımlarla mutfağa girdim
Üç günlük dünyada üç günlük bulaşık biriktirir mi insan
Ben biriktirdim.
Önce neyi öldürerek yıkayacağımı düşündüm içimde aşıklarla birlikte kaşıkları
Sonra elime aldım zarif ince kahverengi bıçağımı
Ben hiçbir zaman böyle olamayacağım dedim,
İnce uzun ve zarif
Ah nerede şirin bebekliğim, güzelliğe kim koymuş ki böyle bir tarif!
Sonra şişman bıçaklarla zayıf bıçakları aynı gazete kağıdına sardım, kaldırdım.
Normalde aldırmam böyle şeylere ama, bu sefer fena aldırdım..
Birinde peynir artığı vardı, birinde yağ, diğerinde çikolata..
Bırak, kirli kalsın dedim, yıkarsam belki bi yaramazlık yapar hayta!
Tezgahın üstünde bir hastane raporu gördüm önce,
İlk kez görmüş gibi şaşkın bakıştık öylece.
Bir kibrit çaktım sonra, küfrettim tüm doktorlara
Sanane benim hastalığımdan dedim
Haberin var mı ruhumun paslılığından..
Bırak doktor dedim, bırak bu işleri kurban olayım,
"Hayat çorba, ben çatal, bırak dağınık kalayım"