Aslında değişmiyor insanlar. Anlar, anılar, yıllar, zamanlar değişiyor ama biz değişmiyoruz.

Kendimizi ilk tanıdığımız halimizi muhafaza edip saklıyoruz. Önce nasıl bir insan olacağımızı seçiyoruz, sonra seçtiğimiz hayatı yaşayıp gözlemliyoruz. Hayat boyunca durmadan ilerleyen bir döngüde gibiyiz. Bazı şeyler aynıyken

bazı şeyler bambaşka olabiliyor. Dün güldüğümüz şeylere bugün ağlayıp bugün ağladığımız şeyleri yarın unutabiliyoruz.

Ya da tam tersi. Seçimlerimiz, seçtiklerimiz, inandıklarımız ve yaptıklarımızla aslında kendi hayat çizgimizi çiziyoruz.

Yaptığımız bir seçimle geleceğimizi şekillendiriyoruz veya yaşamak istediklerimize inanıp onu çağırıyoruz.

Korktuğumuz, umduğumuz, inandığımız şeylerin belki bir ay belki bir yıl belki de on yıl sonra gerçekleştiğini fark ediyoruz.

Bilinçaltımızın bile varlığından haberdar değiliz. Yokmuş gibi davranıp garip rüyalar gördükten sonra şaşırıyoruz ve başlıyoruz rüya tabirlerine. Tabii ya, rüya tabirleri...

Korktuğun, üzüldüğün, düşündüğün en derin; en tanımsız, en bucaksız şeyleri farkında olmadan bilincine, bilinçaltına kilitliyorsun. Yıllar sonra bunlarla yüzleştiğin zaman hayata isyan ediyorsun. Korktuğun şeyleri hayatında var ederek ona kapılar açıyorsun, onu yaşadığın zaman da suçu kadere atıyorsun.

Ama içinden güzel bir şey geçtiği zaman, başına gelince ''temiz kalpliyim'' diyorsun... Temiz kalpli kalıyor musun?

Kafanı yiyip bitiren düşüncelerden, endişelerden, korkulardan, kızgınlıklardan, kırgınlıklardan ne kadar uzak kalabiliyorsun?

Her aldığın darbede, her düştüğün yenilgide kendini suçlayıp günah keçisi ilan etmeyi bırakabiliyor musun?

Sevgi. Saf sevgi. 

Hayatımız boyunca yaşamaktan korktuğumuz şeyleri düşünerek yaşıyoruz. Sürekli bir şeyler yaşamaktan korkuyoruz. Hata yapmaktan, ihanete uğramaktan, başarısız olmaktan... Üzülmekten, incinmekten... Belki sevmekten, sevilmekten...

Hayatın boyunca bunlardan korkarsan, hep hata yapmaktan, hep ihanete uğramaktan; bir şeylerden umarsızca korku duyarsan bunların başına gelmemesi olanaksız değil mi? Bunları kendine davet etmez misin? Kendi haritanı kendi bilincinle farkında olmadan şekillendirmez misin? Biraz izlediklerim, biraz ruhsal edimler.

Ruhun, ruhunu özgür bırak. Bırak salıncakta sallansın özgürce. Kendince. Kendi kendine.