Bir garip haldir bu
Sonrası biraz kül bir tutam duman
Aldığı kadar yalan.
Çatlak asfalt üstü sallanan
Mütemadiyen soğuk
Yer yer buz tutan.
Yokluk muhasebesidir
Sigara dumanıyla karışık
Soğuk hava buğusunda yayılan.
En çok yol üstü mola tesislerinde
Temmuz ortası olsa bile,
Gecenin zemherisinde açığa çıkan.
Anadolunun en garip yerlerinde
Ve genelde zaruret dışında ayak basılmayan.
Silinen otobüs camıdır sanılan
Halbuki ruhudur insanın yıkanan
Biraz kül bir tutam duman
Aldığı kadar yalan.
Neydi o gece ondan sonra satılan?
Efkar mı adı? Yokluğun mu?
Yüzün gözümün önünde işte ayan beyan.
Gecenin kör vakti ‘taze abi’ edasıyla kakalanan
Uzaktan baksan çay buğusudur ağızdan salınan
Oysa kalbimdir bilirsin alev alev yanan.
Bas çek, tut çek, ne sikimse adı anılan
Sesi iç gıcıklayan,
Otobüs camı değildir parlayan
Ruhundur şimdi arınan.
İstir o kokusu duyulan,
Bilmem kaçıncı uykusu kokularına karışan
Biraz kül bir tutam duman
Aldığı kadar yalan.
Bir garip haldir bu
Gün geçtikçe uzaklara savrulan
Hiç bir yere çarpmasa bile yankılanan
Söylemese de bilinir, lakin
Adındır dilimin rtük’üne takılan
Sadece yakın dostların bildiği ortamlarda yasaklanan.
Sessizliktir senden sonra doğan
Ve biraz kül bir tutam duman,
Aldığı kadar yalan.
Neydi o?
Senden sonra mı kalan?
Müsebbibi üç beş satır yazı
Sesinden hiç bir zaman okunmayan
Gülüşleri arak, soğukluğu talan
Bütün keyfi fiyakadan.
Biraz kül bir tutam duman
Aldığı kadar yalan.
---
Bitmez yolculuktur ömrüm
Adımlarımdır toprağını arşınlayan
Ne demişti bir zamanlar şair
Karmaşa en berrak yoldur
Sonu sana asla ulaşamayan.
Oradasın değil mi ruhum,
Senin sesin değil mi cevaplayan
Terkedilmedin değil mi?
Çoktan yaradan tarafından.