Bu gece hava serin. Balkonda oturuyorum. Aylar sonra heyecanla Betül'e yazıyorum, büyük bir özlem ve anlamsız bir neşeyle Yeniden Buradayım ve Merhaba diyerek. Ağustos böceklerinin sesi var yalnızca. Gerisi sessizlik. Sessizliğin sesini seviyorum artık.




Saatlerdir yazıyorum, okuyor sonra tekrar yazıyorum. Yazmaktan ne denli uzaklaştığımı düşünüyorum. Üzülüyorum, meyusiyet dolu günlerime. Sonra nefes alıyorum, şükrediyorum hâlâ nefes alabildiğime...




Bugünlerde arkadaşlarımla görüşüyorum. Uzun zaman olmuş, benden kimseyi görmeyeli. Özlemişim onları ve onlarla var olabilen Ben'i. Tebrik ediyorlar, aferin dahi diyorlar. Hâlâ ayakta durabildiğim için. Anlamıyorum.




Oysa ben çok yorgunum. Gülümsüyorum, konuşuyorum, dolaşıyorum ama ben çok yorgunum. Şiir okumak istiyorum onlara. Biraz yorgunum, demek istiyorum. Ayakta olduğuma bakmayın aslında ben darmadağın, ancak tekrar dik durmaya niyetli bir enkazdan ibaretim yalnızca.




Zihnim yankılı bir mağara, koşuşturan düşünceler ile.. Elimi uzatıyorum onlara, barış sağlamak adına. Ancak kavgaları birikiyor insanın, zamanla artarak. Bırakmak istiyorum hepsini bugünde, dün olana dek. Ardı sıra kovalıyorlar, ben kaçma niyetinde değilken dahi.




Aldığım ilaçlar iyileştiriyor, toparlandığımı hissediyorum. Bundan ibaret değil, yaparken yıktıklarını ve beni zayıflattıklarını hissediyorum. İnsanın her uzvundan ayrı ayrı taşıyor acısı zamanla. Oysa ben dik yürümeyi özlüyorum.




Kendimden uzaklaştığımı hissediyorum. Bir yerlerde unuttuğum Ben’i ararken zaman zaman görüyorum ama ulaşamıyorum. En son hangi yaştaydı Ben? Yaşımdan yorgun, yaşımdan telaşlıyım bugünlerde. Ben’den uzak, Ben’i aramaktayım aslında.




Kaç yaşındayım sahi saymadım, bilmiyorum. Kimselere demiyorum bir şey, yalnızca küçük bir tebessüm. Sonra mı, susuyorum yalnızca.