Ben eskiden

Reddederdim el öpmeyi bayramlarda ve bayram olmayan zamanlarda da

Ne bileyim, bir saygı ölçütü değildi el öpmek ve türevleri benim için

-Hâlâ da değil.-

Bu duruma babam gücenirdi bir tek

Annem ise memnundu hâlinden

Zira her zaman genç hissetmek isterdi olduğu yaştan ve elini öptürmek yaşlı hissettirirdi ona

Dolayısıyla yalnızca babam gücenirdi, anneannem bile bu durumu dert etmezdi

Eskiden bayramların ilk gününün ilk saatleri

Bu tema etrafında dönen çekişmeyle geçerdi bizim evde hep 

‘’N’olacak, sen de öpüverseydin elini!’’ dediğinizi duyar gibiyim

Elbette öpüverip geçiverebilirdim

Lakin benim esas reddettiğim;

El öpmenin bizzat kendisi değil, ona atfedilen manaydı

Bu ve türevi şekilsel seremonilerin saygı ölçütü hâline getirilmesiydi insanlar tarafından elbirliğiyle

Oysa misal;

Ben elini öpebilirdim birilerinin

Ve arkalarından konuşabilirdim sonra

Her türlü işi çevirebilirdim arkalarından, ruhları bile duymazdı

Dinliyormuş gibi yapıp dinlemezdim onları kalpten

Onların paylaşımlarına açmazdım alan

Onların seçimlerini küçümserdim, azımsardım belki

Belki yargılardım

Lakin yine de öpmüş olurdum ellerini

Ve sırf bu yüzden

Benden iyisi, benden saygılısı, benden hayırlısı olmazdı...




İşte ben tercih etmedim bunları

Ben elini öpmedim birilerinin

Ve arkalarından konuşmadım sonra

Her türlü işi çevirmedim arkalarından, ruhlarının duyması icap eden herhangi bir şey yoktu zaten

Dinliyormuş gibi yapmakla kalmayıp dinledim onları kalpten

Onların paylaşımlarına, elimden geldiğince, açtım alan 

Onların seçimlerini küçümsemedim, azımsamadım, tövbe haşa

Yargılamadım idrakim elverdiğince

Lakin öpmedim ellerini işte

Ve sırf bu yüzden

Benden kötüsü, benden saygısızı, benden hayırsızı olmadı...




Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, tam hatırlamadığım bir zaman diliminde

Pes ettim ben.

Bayramların birinde

Elini öpmeye yeltendim babamın

Babam öptürmedi elini, ‘’Gerek yok, manasız bir şey zaten!’’ dedi

Şaşırdım.

Gayet ciddi görünüyordu üstelik

Gücenmiş ve alınmış gibi de değildi, rahattı ve keyfi yerindeydi

Şaşırdım.

E madem öyleydi baba

Niçin her bayramın ilk gününün ilk saatlerinde bunu benim için müthiş bir problem kıldın?

Niçin kendimce haklı olduğuma sonuna kadar inanıyor olmama rağmen içime mahcubiyet tohumları ekip kendimden bir an için bile olsa şüphe etmeme yol açtın?

Anladım, o zamanlar anlamıyordun beni

Ve anlamak için dinlemiyordun da zaten kalpten

Yoksa..?

Yoksa bu zamanlar anlıyor musun beni baba?

Yoksa beni anlamaya gönüllü olmayı mı seçtin?

Yoksa beni anlamak için dinlemeye niyet mi ettin kalpten?

Hayır, sanmam, inanmayacağım buna.

Çocukken inandığım çok oldu zira

Ve hepsinin sonu hüsran, hepsinin sonu hayal kırıklığıydı çokça

O yüzden

Bu sefer inanmayacağım buna, sanmam, hayır.




Bu bayram elini öper miyim baba

Sanmam.

Elini öpmem ama saygı duyarım sana kalpten, severim seni kalpten

Baba.