Böyle var olup sönmekmiş yaşam dediğin sarhoş grisi bulutların arkasına saklanan melun gülümsemeler evrene kıvrılırken.

Anlaşılmayacağını bile bile tüketmektir harfleri boşluğa bakan gözlerin yuvasında yansımanı ararken.

Ait hissedemediğin evrenin suryaları sararken etrafını, yine de karanlıktan kaçamamak, onu gittiğin her yerde bavuluna sığdırabilmektir.


Şiirlerini iki sigara dumanına harcayan kör bir şair öğretir sana bazen görünmeyeni duymayı.

Yüzlerce seçenek içinden nerede yanlış yaptığını anlamaya çalışırsın anlamsızlık dolu mavi kürede.

Birbirine ideolojiler satarlar 

onlar gibi düşün, giyin, dinle, gör

ha gülümsemeyi de unutma

o an soyutlamazlar seni nihayetinde

herkes kendine benizyeni alıyor sanrılarla örülmüş dantelli örtünün kapladığı dost sandığına.

Sandığın kilidi nerede?

Unuttum.