“Bizim alt dairedeki yaşlı amca var ya?”
“He, ne olmuş ona?”
“Birdenbire delirmiş.”
“Yok canım! İnsan birdenbire delirir miymiş?”
“Yahu gördüm diyorum. Vallahi de billahi de birdenbire delirmiş.”
“Kafasını mı vurmuş?”
“Hayır. Sapasağlam.”
“E, ne olmuş?”
“Dedim ya işte, bir sabah kalkmış…”
“Ters tarafından mı kalkmış?”
“Lafımı bölmesene, yok, dümdüz kalkmış. Bakmış etrafına, gerinmiş önce bir güzel, terliklerini ayağına geçirip pencereye yaklaşmış.”
“Pencerede mi bir şey görmüş?”
“Sen beni konuşturmayacaksın herhalde. Ne görecek canım pencerede? Bilindik yüzler, binalar, caddeler, sokaklar…”
“Bir şey mi farklı gelmiş acaba?”
“Bak onu iyi dedin. Kâbus görmüştür, büyü falan yaptılarsa gidivermiştir aklı. Kaç yaşında adam… Bir evi, bir de külüstür arabası var. Karısını kaybetmiş, oğlu da evlenip yurtdışına yerleşmiş. İki de güzel torunu var. Bir defasında görmüştüm onları. Haylaz falan ama temiz yüzlü çocuklar.”
“Tamam, çözdüm ben. Bunlar adamcağızın evi için ona bir şey yapmış olmayasın?”
“Komşucuğum, hiç güleceğim yoktu. Ne kurdun anam sen de? Hiç olur mu öyle şey?”
“Televizyonda görüyoruz.”
“Olmayacağından değil de adamın oğlu yurtdışında çalışıyor. Allah var, hem paraya para demiyor hem de iyi huylu babasını devamlı ziyaret ediyor.”
“Ah, ah… Nasıl kaçırmışız biz onu? Senin teyzenin kızı da bekârdı.”
“Ne bileyim, gelin de fena kız değil şimdi. Bunlar aynı üniversitede okumuşlar, orada tanışıp evlenmişler. Benim teyzemin kızı da gözünü açık tutsaydı, bulsaydı birini. Kısmet gerçi, hayırlısı neyse o olsun.”
“Komşu adamı diyordun. Birdenbire deliren… Ne olmuş bu adama? Yalnızlıktan mı kafayı kırmış?”
“Sanmam, geleni gideni çoktu.”
“E, canım. Ona hayır buna hayır, meraklandım iyice.”
“Sordum ben gidip. Eşe dosta değil yalnız, adama sordum. Birdenbire delirmişsin dedim. Koyuverme kendini dedim, bu zamana kadar iyi kötü dayanmışsın.”
“Bir şey dedi mi sana doğru düzgün?”
“Dese zaten deli demezdik komşu. Baktı yüzüme, baktı da bir an hiç konuşmayacak sandım. Ama o birkaç kelime ediverdi. Birdenbire dedi, kendime geldim. Peki, siz niye delirdiniz?”
“Biz mi deliymişiz?”
“Ona göre bizler birdenbire delirmişiz.”
(İlkim Baldan Kesgin)