İçkiyi fazla kaçırmıştı o gece. Kadehlerin ardı arkası gelmemişti bir türlü. "Hep şu ayyaşlar yüzünden, beni de kendilerine benzettiler en sonunda.” dedi arkadaşlarını düşünerek, oysa içki teklifini kendi yapmıştı. Yağmur az önce durmuştu, havada bir nem vardı. Çimenler mis kokuyordu. Paltosuna sarılıp esen yeli kesmeye çalıştı ve eve doğru yürümeye başladı ama ayağının kaymasıyla uzun sürmedi. Kendini derin bir suyun içinde buldu, sanki tüm vücudu ağırlaşmıştı da battıkça batıyordu. Her seferinde daha derine. Çırpınsa da hiçbir şey fark etmiyordu, bir türlü nefes alamıyordu. Bir ses duydu sonra "Aman abi, kalksana yerden, üstün başın sırılsıklam oldu." Bir el tutup kaldırdı onu. Yan taraftaki benzincide çalışan bir delikanlı. Şaşkın şaşkın suratına baktı çocuğun. Ağzının içinde bir şeyler geveledi. Boğulduğunu sandığı dipsiz okyanusa baktı. Yağmurun oluşturduğu bir su birikintisiydi. "Ben de biriktim." dedi. "Çok biriktim." Delikanlının ayaklarının dibine kustu.