Düşündüm. Hem de istemediğim kadar.
O kadar ki bütün ödevlerini son haftaya bırakan öğrenci gibi ve en sonunda kabullendim. Hiçbir zaman içimden gelerek mutluyum diyemeyecektim, hiçbir zaman yağmurun altında durup ıslanmanın ferahlatıcı güzelliğini hissedemeyecektim, hiçbir zaman piyano öğrenmeyecektim mesela... Duygularımı sır gibi saklayacak, gerekirse zor kullanıp gözetim altında tutacaktım. Bir yıldız benim için kaymayacak, hayallerim bir kırlangıcın kanadında uçmayacak, bulutlara bakınca içim pamuk gibi olmayacaktı. Bu kesinlikle şarttı. Kendimi soktuğum yolun sonu buraya çıkıyor işte. Son burada değil aslında, çoktan biten bir yolun hayali yansımasıydı bütün bunlar. Güzel bir düş görüp ondan uyanıldığında akılda kalan yarı güzel, yarı hüzünlü duyguydu. Hisli bir müzik, belki bir şiir, belki de bir çift gözden yansıyan iki minik parlak ışık. Kim bilir belki her şey değişir ama beklemiyorum artık. Umudumun pili bitti. Ben dediğim insan başka biri.