Kaybedişlerin nemli sokaklarında

kutsalını kaybetmiş bir peygamber gibi

çaresizce duruyordu aklım.


Haziran ayıydı

sevmenin ve ölmenin zor olduğu günlerdi.

Vatikan’da gizli tutulan güzelliğin

beni o sokakta iki yerimden vurdu.

Gözlerin alnıma, gülüşün kalbime

çakılı barut kokulu bir mermiydi.


Çaresizliğim, sokak köpeklerinin şükür sebebiydi.


O gece içtim, çektim, enjekte ettim.

Yüksek doz seni unutma ayini için tüm paramı harcadım.

Çaresizdim, çirkindim…

Sen ise insanoğlunun tarif edemeyeceği güzellikte bir lütuftun.


Tükenmişlik kokan bir sabaha yedi kesikle uyandım.

Annem, babamı sevdiği için kanser olmuştu.

Yedi kesiğime güller taktım.

S****yim papatyaları