Merhaba…

Merhaba aslında sadece bir kelime değil, başlangıcı da sonu da hazırlayan şey benim için...

Başlangıçlar hep bir küçük heyecan ve umut barındırıyor, bunun farkındayım. Bazen de kötü giden bir süreç için endişe ama ne var ki insan fıtratından mıdır nedir, güzel olsun istersin, dilediğin gibi bir son beklersin, olmayacağını bilsen dahi istersin ya, istersin.

Bazen soruyorum: Niye zorlaşıyor bu hayat denen şey? Yaşadığımız artık her neyse tabii… Hep bir mücadele ve istekler üzerine, sonunun çoğunlukla hayal kırıklığı ile bittiği bariz olan hayatın derdi ne, diye düşünüyorum fakat sonra aklıma “Kirazın Tadı” filminde Türkmen amcanın dediği geliyor: "Hasta olan sizin düşünceleriniz, bakış açınızı değiştirin. Dünya göründüğü gibi değildir. Bakış açınızı değiştirmelisiniz ki dünya değişsin."

Belki de vaktidir bakış açımı değiştirmemin. Acaba bende de öyle bir değişim olur mu bilmem ama en azından bu ruh halinden farklı olacağı kesin.

Sabaha yine bir “merhaba” çekeceğim hayata. Yaşama, mücadeleye, inanca ve gönlümün hiç de istemediği bir vedaya... Ama bu sefer daha farklı olacak, inanıyorum. Hâlâ umut ediyorum, bu durumu kaybetmek istemiyorum. Lütfen hayat! Senden ricamdır, yavaş gel üzerime, elimde bir umudum kaldı, onu da alma elimden, bir o beni ayakta tutuyor biliyor musun? Yapma!