bir kıpırtı var,

her seferinde gayret eden

ama bir o kadar da korkan

bir azim,

yeniden ayağa kalkmaya ümit eden

ama bir o kadar da yenilen

bir sızı gibi içten içe,

kağıt kesiği kadar küçük

ama yangın yeri kadar büyük

fakat korku zamana yenik,

yangın yeri durgun ve dingin

usul usul yanmaya devam eden

ama sönmeye de yakın

takvimin her geçen günü silik,

sanki tabloda bir tek renk eksik

yağmur damlalarının bıraktığı izler kadar

bir var bir de yok,

yeniden tutulamayan gözyaşları

eskiyi eskileştiren

birbirinden uzak

ama bir o kadar yakın

nefes nefese

ve bir o kadar da kilometrelere,

oynar gibi sadeliği

fazlasıyla da abartılmış

şimdi yorgun

öylece kalakalmış