Denizi düşünelim, yüzey hep kirlidir. Ne kadar odun parçası varsa ki odun parçası da lügatimizde kir değildir, yüzeydedir. Ama inci mercan hep derindedir. Derinde kalsa belki ruhumuz prangalarında boşanırcasına yada bir bulut yağmurdan kurtulurcasına seviniriz. Sadece derinde değildir, inciler hem derinde hem detaydadır. 


Edebiyat olsun diye değil, inci aramak niyeti ile bir gün bir yola koyulursanız diye söylüyorum bütün bunları. 


Edebiyat başka tarafından yakalıyor cümlelerimin öznesini, yüklemini ve bağlaçlarını. Bağlaçlar iki insanı birbirine bağlayan süper kahramanlar. Özneler insanlar gibi, her çeşidi var. Biri hariç, biz. Biz bu dünyaya gelmiş ve hem dilimize hem benliğimize ulaşmış en mühim varlık. Biz olmak için mücadele etmek gerekmez mesela, iki kişi tüm koşullardan ve şartlardan sıyrılıp biz olabilir. Kabul edelim ki bazen biz olmak için bazı koşullara ve şartlara karşı teslim olmakta gerekir. Ama bizi ilgilendiren birinci kısım, özgürce bir dünya kurup, şartları ve koşulları teslim alıp, ki silah zoruyla, onları yok edebiliriz. İkinci kısımsa pek mühim değil, şartlara ve aynı zamanda koşullara teslim olanlara cümle kuracak değiliz. 


Oğuz Atay'ın söylediği gibi "Sevgili Bilge, aziz varlığımı artık ara sıra kaybettiğim oluyor." 


Bu cümlenin altında yatan ve canı çıkacak kadar ortaya çıkmaya çabalayan anlam... Kaybettiğim ve tekrar tekrar bulduğum şey aslında biz olmanın verdiği haz, bu haz bizi biz olmaktan çıkarıp bir gün ben yaparsa ki yüzündeki kırışıklıkların bile cümle yazmaya mahir olduğu Oğuz Atay bu sefer şunu söyleyecek: "Biliyorum ki bu akıl beni bütünüyle terk edinceye kadar gidip gelen aziz varlık masalına kimse inanmayacaktır." 


Buna tüm yazılan kitapların tüm satırları, yazılan tüm şiirlerin tüm mısraları, hiç sahibine ulaşmamış mektupların tüm sayfaları şahit olsun ki biliyorum dediği aziz varlık masalı aslında biz olmak masalıdır. Oğuz Atay'ı terk eden aklından sonra anladık ki, basit bir akıl değil, ve inandık ki, biz olmak masalı masal olmaktan çıkmıştır. İlan etmeye milyarlarca insanın sesi yetmese de aziz varlık masalı gerçekleşmiş, biz olan binlerce insanı sarmıştır, kollamıştır, kayırmıştır...


Biz olmak ne demek, büyük büyük laflar etmek isterim, ki biliyorsunuz ederim, büyük büyük cümleler ile anlatılamaz. Ondaki inci ne yüzeyde ne derinde ne detaydır. Biz olmak, cümleler ile anlatılamayacak kadar büyük bir gerçek ve ancak yaşanarak anlanabilecek kadar dehşet bir hazdır. Burada bitirmezsem biz olamadan bizliğin içinde çırpınacağımı ve yok olacağımı bilerek. Nereden mi biliyorum, çok yok oldum oradan, şimdi sözü sigarasının dumanı yazdığı her cümleye bulaşmış Oğuz Atay'a bırakarak, biz olma yolunda olanlara saygılarımı ve sevgilerimi iletiyorum. 


"Ne olurdu bazı sözleri hiç söylememiş olsaydım ya da bazı sözleri hiç söylememek için kesin kararlar almamış olsaydım. Sana diyebilseydim ki durum çok ciddi Bilge, aklını başına topla."