çıkmaz sokaklar mı kaçırır insanın uykusunu
nereye çıkacağı belli olmayanlar mı
başkentte,
kendine has ruhsuzluğuyla donanmış
soğuk ve kimsesiz sokaklarında
hele ki böylesi sırılsıklam bi gecede
ekim midir kasım mı bilinmez ama
-belki eylül-
-belki aralık-
güz ıslaklığı buram buram işliyor ruha
korkusuz, beyhude
ehemmiyetsiz meselelerde boğuyoruz kimliğimizi ve zihnimizi baksana
gel farz edelim olsun ki ekim on
farz edelim ilhan bugün bindi
maçka limanındaki gemilerden birine
iki “t”siyle
ikinci şahıs olmaya
gel ilan edelim bugünü tüm dünyaya inat
mesela şubat 30
asla gelemeyeceğini bilip
her yıl beklercesine
gel söyleyelim bağıra çağıra
sokakları doldurmak niyetine bürünelim
bi anda amaçsız
sigaramızı yarıda söndürelim mesela
akşam ezanında eve koşan çocuk acelesine giyinelim bir anda
ama her şeye rağmen
öylesi yarım kalmasın, kalmayalım.
olur mu?
farz edelim her şeyin üzerine
yarınsızlığı ve dünsüzlüğü
bir kez olsun yaşayalım
heyecan ve cehaletiyle ilkliğin
bilge kederiyle sonun
yahut umut kesilen sonsuzlukların
olur mu?