Önümde duran boş bir sayfa, tek dert ortağım.
Hangi derdimi yazsam diye düşünüyorum.
O bana bakıyor ben ona.
O bembeyaz kar gibi, bense ateş gibi sımsıcak.
Tutuşuyor kağıt elimde.
Kalemim kırılıyor kağıdın acı çektiğini görünce
Sen anlat diyorum kağıda ne derdin var?
Neden efkârlısın bu kadar?
Ulu bir agaçtım gölgemde beşik sallanırdı, bir çocuk ip atlar oynardı.
Zamanı gelince meyve verirdim, çiçek açardım.
Zamanı gelirdi sararır solardım.
İri yarı güçlü dallarım vardı.
Heybetliydim.
Koca bir ormana tek başıma göğüs gererdim.
Kaç aşığın buluşma yeriydim, kaç aşığın baş harfini gövdemde sakladım
Aşıkların acısına katlandım.
Hepsi unuttu beni aradan zaman geçti.
Halkalarım çoğaldı sonra da bu hale geldim.
Gövdem yine bir aşığın, bir delinin elinde.
Ben yazayım gövdeme derdimi, sen de kalem salla sen yazdın sansınlar.
Bunca yıldır gövdeme kazıdıkları harfleri aşk sandılar, oysa bendim aşık, bunca zaman çilesine katlandım.