Günlerce asılı kaldığım o küf kokulu, soğuk ve karanlık boşlukta yere çakılmak üzere olduğumu hissediyorum. Bu bilinmezlik-bazen beni heyecanlandıran, bazen de beni korkutan zangır zangır titreten- sarıp sarmalıyor ruhumu bedenimi. Yere çakıldığımda ne olacak? Belli ki duygularım, düşüncelerim bin parçaya ayrılacak. Islanacağım, çamura bulanacağım. Paçavraya dönen hislerimi yerlerden toplarken belki bininci kez göz yaşlarımı gözlerimde tutamayacağım. Belli ki yol her halükarda önümde uzanacak. Şarkıdaki gibi bu ya kızı yeniden büyüteceğim ya da kızdan vazgeçecek, akıntıya direnmeden kendimi hayatın acımasız akışına bırakacağım. Gizem şimdi ne yapacak? Hayatında ilk defa kendi hislerini, içinden gelen sesi mi dinleyecek yoksa o alıştığı geveze kalabalık ne derse onu mu yapacak? Ne yapacağımı bilmiyorum. Belki bininci kez yolumu kaybettim. Belki bininci kez kendimi arıyorum. Bulamıyorum.