ah!
sen gidince
derin bir ah çektim içimden
kırgınlığımın alfabesi oldu sesim
sözgelimi erken uyandırılmış
bir çocuktu
mızırdandı durdu yüreğim
ah!
neden dedim bu şehrin
işlek meydanlarında
karşılaşmalar vardı da
kör sokaklarında beni buldu
uğurlanış
yoksa bu evler, bu dükkanlar
talihim mi bir kuşunki kadarmış
ah!
sen gidince
erteledim akşamüstleri yorgunluğumu
tütsüler yaktım cahilliğimden
miskin bir kedi aldım kendime
menekşeler, fesleğenler
kaç kere gelip geçti yanımdan
usul usul bu eğreti günler
ah!
bir rengi pişirdim kendimden olma
acısını tuzunu eksik etmeden
güneşin kavkısında
nice harfler topladım dallarından
nice kelimeler
ölüverdiler
avuçlarım arasında
ah!
sen gidince
bir bilge gezindi düşümde sorgusuz sualsiz
gayrimuntazam adımlarıyla
nereden geldiği meçhul
bir bilge düşümde
yalnız seni sevmişliğimden
mesul
ah!
nasıl isterdim şimdi bir umut ipliği
işlenmiş olsaydı
kıvrışık gömleğime
ne olur ne olmaz diye
bir ihtimal gelirsen yine de unutma
canım fedadır
zalimoğlu zalim sevgiye
ah!
sen gidince
ılık bir kar yağdı şehre
kuru yağmurlar başladı
bir sis çöktü ki göz gözü görmez
sen gidince
dört mevsim birden yaşandı
diyemedim
''bu havada gidilmez.''
Sercan Doğan
2022-08-18T23:45:42+03:00Teşekkür ederim ☺️
Melis Yüksel
2022-08-18T22:48:44+03:00Duyguyu çok güzel yansıtmışsınız, tebrik ederim.✨