unutmak ihtiyaç

unuttuğunu hatırlamaya çalışmak

intihar

gözlerime baktım,

kendimi göremedim

bir başkası ile göz göze geldim

ben bir başkası ise

ben kimim Arthur?

hâlâ niye;

unutuluşlara ve intiharlara dayıyorum sırtımı,

niye?

şimdi bütün kutsal kitapları karıştırıyorum

kinimi dindirecek bir ayet arıyorum

ama

kalbimi dolduracak hiçbir şey bulamıyorum.


bu kuşları gökyüzüne ben hapsetmedim

cesetler yağıyor artık bulutlardan

irinle kaplanmış yaftalı sözler,

kınımdaki sonsuz öfkeyi doğuruyor

öfkeyle yonttuğum kılıcımı

yine kendime doğrultuyorum

benim dilimden yalnızca;

dağınık şarampoller,

yükseklik korkusu olan uçurumlar,

ve incir ağaçları anlar.

bu kadar anlamsız bir yaşama

anlam bulmak için uğraşırken

bütün anlamlarımı yitirdim

nasıl anlatılır bilmiyorum

artık bir başkası bile değilim


ilahisi mırıldanıyor kimsesizliğin

geceyle kan bağın olduğunu,

bozkırında çiçekler yetiştiremeyeceğimi,

en başından beri biliyordum.

ama neden çiçeklerimi kuruttun?

şafak yıldızı ellerimden kayıp düşüyor

solmuş Dahlia'm suya bile küsmüş şimdi

uykular beni uyuşturamıyor artık

mıh gibi, çivi gibi saplanmışsın etime

sonunda ölüm bile olsa

saklandığın yerden çıkaracağım seni,

kendimi sevmeyi öğreneceğim yeniden

sıyrılabildiğim kadar sıyrılacağım senden

masumiyetimi çok özlüyorum

kalbimi özlüyorum


arkamda hiçbir iz bırakmadan

tamamen silinmek istediğimde

anladım ki

yok olmak ütopyadan ibaret.

kaybolmak ise hatırlamak isteyeceğin bir rüyadan başka bir şey değil.


bu kuşları gökyüzüne ben hapsetmedim

bu kuşları gönlümde ben telef etmedim