Teslim etmeden ruhumu göçmüştüm bu dünyadan
Ağırdı hikayemiz
Sabırla taşıdım acılarımı, dimdik...
Düşmek yoktu , yola , yolculuğa devam etmek lazımdı
Sonra bir yoldaş çıkar gelir ,
Elini omzuna koyar önce
Sonra saçlarını okşar
Ve derki ben varım
İnanmak istersin , güveninin bittiği yerde
Ve o seni omzunda ağlaman için sarıp sarmalar
Böyle değilmiş demekki dünya dersin
Ruhunu kalbine yeniden koyarsın
Sonsuz inanmaya, güvenmeye ve sevmeye başlarsın
Hayat yeniden başlar senin için
Hapsolduğun yerden göremediğin gökyüzünü
Artık rengarenk görürsün
Çocuk olursun, şen olursun
Mutluluk kelimesi layığını bulur sende
Yaşına başına bakmadan
Şımararak yaşarsın hayatı
Senin evin dört duvar penceresizdi eskiden
Şimdi gökyüzünü ayaklarına sermiştir
Deli gibi mutlusundur
Ama hep ürkerek yaşarsın
Arkanı kollayarak geçer günler
İçine asılı kalan acabalar hiç bırakmaz peşini
Çünkü bu şehrin penceresi yok.....
Gerçek gökyüzünü göremezsin asla !!!