Neyini eksik ettik, çok rahatsın.

Bir defa her şeyde özgürsün.

Sinirlenebilirsin mesela ama dikkat et

Kime sinirlendiğin çok önemli

Ya da kim olduğun.

Eğer bir babaysan sıcak çorban gelmedi diye sinirlenmekte özgürsün.

Fakat bir evlatsan çorba yüzünden azar işittiğin için tek laf söyleyemezsin.

Laf söylemek ne haddine zaten, surat bile asamazsın.

Mesela baban sana hakaretler ederken

Başını yerden kaldıramazsın.

Tüm yetersizliğiyle karşına geçip

En ufak hatanı dahi süzgeçten geçirmesine göz yummalısın.

Arkadaşlarınla fotoğrafını gördüğü için telefonunu parçalamasına,

Arkadaşların seni ısrarla çağırırken göndermeyip

Kardeşlerinin arkadaşlarının yanına sığıntı gibi gitmen için zorlamasına

ve daha nice engeline rağmen

Alaycı bir edayla "Senin de hiç arkadaşın yok.” diyerek alay etmesine çıt çıkaramazsın.


Biz de geçimsizlik olmaz bir defa.

Karda istediği gibi oynamadın diye seni dövebilir,

Ablanı iki defa zorla evlendirmeye kalkabilir,

Annen kendi kazandığı paradan istediğinde vermeyebilir,

Bebek gibi her saniye hizmet bekleyebilir,

Saçma bir istek için ismini avaz avaz bağırıp

Saniyesinde gitmezsen azarlayabilir,

Ama biz de geçimsizlik olmaz,


Bir hatası da olmayacak mı?

Seni yedirdi, içirdi, giydirdi.

Kıyafetlerini annen temizlikten getirdi

Ya da hep birilerinin eskilerini giydin.

Kendine ait ilk kıyafetini üniversiteye başlarken aldın.

Ortaokulda evde kardeşinle kaldığınızda size yemek bile yaptı.

Kıymaların süsü bozulmasın diye karıştırtmadı, hâliyle çiğ kaldılar

İçine bol mısır unu ve Allah ne verdiyse koydu.

Güzel bir kıymalı yumurta yiyebilecekken

Affedersin kusmuk gibi bir şeyi yemek zorunda kaldın.

Yemezsen dayak yersin, tercih senin.

Kardeşinle yediniz, mideniz isyan etti,

Ne biçim mideniz varsa güzelim yemeği çıkardınız.

Çok komik bir durumdu bu, hâliyle alay etti

Düzgün yeseniz aç kalmazdınız.

Paranız yok muydu? Yoksulluktan mıydı bunlar?

Nasıl açıklayalım?

Yüz tane saçma sapan anahtarlık alacak kadar parası vardı

İstediğiniz bir kuruyemişi alacak parası yoktu mesela

Sonuçta kuruyemiş alınca yarısı kabuğa giderdi

Bunun yerine yüz paket kuru üzüm alınabilirdi

Kuru üzümden nefret etmek senin suçun,

Adam alıyor sonuçta ve kendi de yemiyor

Çürüyor kuru üzümler ama olsun kabuğa para vermiyor

Çünkü zeki bir insan o, kimse onu kandıramaz.

Sizin için daha neler neler yapmıştır

Ama hepiniz nankörsünüz.

Tüm bunlara rağmen bir hatası olamaz mı bu adamın?


Hata yapmaz o

Herkes onu kandırmaya çalışır.

Kabuk meselesini dedik ya hani o hesap.

Doktorlar mesela, onların tek amacı onu daha çok hasta etmektir.

Bu durumu bildiği için asla doktora gitmez.

Bunun yerine üç günde geçebilecek hastalığı bir ayda geçirir.

Süreci tabii ki yalnız geçirmez.

Öyle mükemmel insandır ki ne istese ayağına gelir.

Siz isterseniz ölüm döşeğinde olun, önemli değil

O hastaysa ona hizmet etmek zorundasınız

Asla su içmez.

İki eliniz kanda olsa yoğurt bulmalı, ayran yapmalısınız.

Ya da erik suyu, üzüm suyu

Asla hazır meyve suyu içmez, mutlaka sizin hayatınızdan bir vakit gitmeli

Mutlaka siz hazırlamalısınız onun içeceği şeyi ve her daim hazır olmalı

Hazır değilse eğer, mesela saat üçte susadı diyelim

Öğleden sonra üç değil yanlış anlamayın.

Sizin uykunun en derin yerinde olduğunuz vakit.

Eğer içeceği hazır değilse isminizi bağırır

Ve tüm ev halkı uyanır.

Olağanüstü hâl vardır çünkü

Aynı durum gündüz vakti de yaşanır.

Yan odada en önemli sınavınız için çalışırken

O salonda, televizyon başında hafif doğrulur,

Çok kalkarsa mazallah yorulur,

Sizi bağıra çağıra çağırır

Bir korkuyla gidersiniz, "Acaba bir şey mi yaptım?"

İçinizden ne senaryolar geçirirsiniz.

Gittiğinizde "Yoğurt koy." der

İki adım ilerisindeki dolaptan kalkıp almak yerine sizi çağırır.

Hatta bunu mutfaktayken yaptığı da görülmüştür

Buzdolabının karşısında otururken canı yoğurt çekerse ne yapacak adam?

Tabii ki arka odada ders çalışan çocuğunu evde savaş çıkmış gibi bağırıp çağıracak

"Yoğurt koy" diyecek

"Lütfen" onun lügatinde yoktur, bununla da övünür.

Emrini de öyle bir tonlar ki bu evdeki kimse askere gitse zorlanmaz.

Evdekilerinin erliği beş yaşına gelmeden başlar

Şafak ne zamandır? Var mıdır öyle bir şey?

Ömür boyu nizam işte, daha ne istiyorsunuz!


Liderlik vasfı var onun bir defa

Başına geçse ülkeyi en iyi o yönetir.

Nasıl mı anladı bunu? Bu da soru mu?

Televizyon başında oturup evdekilere emir yağdırırken tabii.

Yemekte en az üç çeşit olacak

Sofrada mutlaka yoğurt olacak

Yemek sofraya geldiğinde sanki salamura yapacakmış gibi

Herkesin ortak yediği tabağa bol bol tuz atacak

Atacak ki kimse yiyemesin

Ya da tansiyon hastası olan karısı yanlışlıkla yiyip

"Bu ne kadar tuzlu" diye ağzını buruştursun ki

Alay edilecek bir konu çıksın.

Yemek biter bitmez acil çay yapılacak.

Çay yetmez yanında ayran da olacak, her duruma karşı erik suyu da hazır olsun.

Patlamış mısırı unuttun mu? Nasıl insansın sen?

Televizyonda sadece onun istediği kanal izlenecek.

Kumanda başka bir aile ferdinde mi?

Aman Allah'ım!

Derhal ona verilmeli.

Tüm aile toplanmışken saçma fikirlerini anlatacak

Herkes onu onaylayacak

Dediklerinin aksini söylersen "Geri cevap verme!" diye bağıracak

Bir şey söylemesen içinde kalacak ama olsun kalsın

Üstelersen "Gebertirim seni!" diyecek

Mesela ev perişan hâldeyken "Beş dakika içinde misafir gelecek, evi topla." diyecek

Neden önceden haber vermediğini sorunca seni dövmeye kalkacak

Ev halkı ayıracak, baktı ki dövemeyecek ve her bakımdan da haksız

"Seni evlatlıktan reddederim." diyecek.

Ev halkı onu durdurmak yerine seni odaya kitleyecek

Gelmek zorunda olan misafir bir anda aranabilecek ve gelmeyecek

Sonra ev halkı hiçbir şey olmamış gibi içeride güle oynaya televizyon izleyecek.

Senin odada için içini yiyecek, susayamazsın, tuvaletin gelemez.

İçeriye gidersen olay alevlenir.

Çünkü o sinirlenebilir, o haklıdır.

Her olayın sebebi böyle ufaktır fakat sonucu asla ufak olmaz.


Ve o şairdir, bilir misin bunu?

Ama öyle mükemmel eserleri vardır ki

Başkalarının eserlerinin önüne geçmesin diye kitap çıkarmaz.

Böyle de mütevazıdır.

Her şiirini hece ölçüsüyle yazar.

Bunun gibi rastgele cümleleri peş peşe koymaz.

Çünkü şiirde önemli olan tekerlemeye benzerliğidir.

İçerik, anlam önemli değildir.

Mesela bu şiir değildir.

Şiir yazmak için üstün bir yetenek gerekir.

O ulu yeteneğe mazhar olmak kimin harcıdır?

Ondan başka kimin?