Tanrı bütün toprakları yaratırken,

En çok yoksulluğu bu topraklara ekmiş.

Her şeyin yoksulluğu mevcuttur,

Bu topraklardan ekmek yiyenler için.


Doymaz insan bu toprağın mahsulünden,

Daha da acıkır her zaman.


Ebecen yoksulluğu vardır buralarda,

Çocuklar yoksunluk içerisinde,

Anneliğe ve babalığa hasret büyürler.

Annelik ve babalık yoksulluğu çeker çocuklar.

Bilemediklerin,

Göremediklerinden,

Büyüdüklerinde onlar da yoksul çocuklar yetiştirirler.


Anlama yoksulluğu vardır.

Anlamak istemez bu toprakların insanı,

Sadece anlatmak ister her zaman.


Buralara ne ekersen ek,

Yetişmez hiç,

Sadece büyür.

Höm insan

Hem bir ağaç olsun.

Sadece serpilir ama asla yetişmezler bu topraklarda.


Maddi yoksulluklar da vardır bu topraklarda.

Maddi olan her şeyin azlığı,

Yoksul kılarken insanı,

Maddenin varlığı yoksul ederken insanı,

Yok olsa madde ihtiyaç duyan için,

Asla yoksul hissetmez bu topraklara bağlı olan kişi.

Ama madde var olmaya devam ettikçe,

Az olması yoksulluğu aşılar insana,

Yoksul olmaya alışınca,

Madde hep bir adım önde olur,

Çokluğuna erişebilmiş olanlar için bile,

Hep daimi istikamette,

Hepsinin bir adım önünde.


Naiflik yoksulluğu vardır bu topraklarda,

Az bulunduğundan,

Kaldıramaz naifliğe rastlarsa buranın insanı.

Törpüler önce,

Sonra düzeltili bir sivri kenar bırakır,

Batsın diye dokunmak isteyen herkese.


Kötülüğün bile yoksulluğu vardır,

İnanması güç olsa da

Çeken çoktur bunu bu topraklarda.

İnsan kötü olmanın yoksulluğuyla kavrulurken,

İyi olduğunu zanneder buralarda.

Kötülük kol gezerken aklında,

Azar azar yapar ki

Bitsin istemez hemen,

Tutumludur bu konuda bizim insanımız,

Eğer büyük bir kötülüğe uğradıysanız bu topraklarda,

Birçok insanı kurtarmış sayılırsınız,

Çünkü sizden sonra geriye yapılacak kötülük kalmamıştır.


İyilikte de yoksulluk kol gezer,

Onu da hemen yapıverir bu toprakların insanı,

Bitiriverir ilk karşılaşmada,

Elinde azıcık olan iyiliği,

Hemen çıkarır elinden,

Az olandan kurtulmak uğruna.


Azlığa olan tahammülün yoksulluğu vardır.

Azla yetinirken,

Az olana tahammül edememenin,

Büyük öfkesi sarar insanları.


Sevgi yoksulluğu,

Kavga yoksulluğu,

Sevişme yoksulluğu,

Saygı yoksulluğu...


Yoksulluklar ülkesi Türkiye.

Her bir şeyin yoksulluğu insanların içlerine kazınmıştır buralarda,

O kadar yokluk vardır ki

Buranın insanları,

Hep bunlardan konuşur.

Konu hep dönüp dolaşır,

Yoksulluklarını çektikleri şeylere gelir.

En çok sevgiyi konuşurlar mesela.

Sevgi hakkında ne çok şey bilirler,

Bitiremezler konuşmayı hakkında.

Çünkü az bulunur ya,

Konuşmak sevgiyi bulmaktan kolaydır.

Ha babam konuş,

Sevişmekte de ustadır bu toprakların insanı,

Saygı çok önemlidir,

Çünkü,

Yoksullar saygısız olamazlar,

Saygı gösteremezler de asla.


Doya doya sarılamazlar,

Ondan bile azıcık vardır.


Aç kalmaktan korkarak,

Bir ekmeği azar azar yeriz burada.

Doya doya yaşayamayacaksak,

Ekmek kavgasını,

Verin ateşe biz bu toprakların insanlarını.

Kaybetmeliyiz her şeyi,

Ancak vazgeçtiğimizde elimizde olan azdan,

Bir yerlere bakıp görecek gözlerimiz,

İleriyi...

Daha ileriyi...

En ileriyi!