birkaç gecedir bana trenler çarpmadıkça,

kül tablalarına doğduğum o sancılı işleri yakmışlığım birikirken yüzüme,

sanrılar arttıkça, arasına gömüldükçe yaşamın,

kimse de çıkıp demez prognozu iyi bu adamın.

beni kara kedileri yaktıran papa olarak mı bilecekler,

karga maskeli hekimler yalan menşeili tedaviler bileyecek mi köylülere,

darağacında sallandırırlar umutları,

orta çağ'ın ortanca çocukları umutsuzluk yüzünden vebalı,

ben içime doğru eğildikçe omurlarımın arasından ne geçecek,

benim insanlıktan tiksinen nasırlı ellerim dua için gelecekler mi yan yana,

kabarcık dolu yüreğim hangi piskoposa karşı gelecek,

soru bile sorulmaz ki bu devirde,

imge kırıntılarıyla beslenirken sual etmek ne haddime,

geçmemiş henüz zamanım,

serabımı kurtarmak için uykuya tekrar dalarım,

içten içe çürür, yine de saklarım

birkaç gecedir ben vebadan ölmedikçe,

beni yakmak istedikleri ateşte ölgünleşirken,

ellerim kurusun istediler

kendim kuruttum ellerimi,

kendi ateşime kendim odun attım sussun diye dilleri,

ama vardır elbet benim vebalı düşüncelerimi yakacak biri,

içimi akla pak kılacak biri.