Bu gece al beni yanına gün doğana kadar. Işıkları, camları döven evleri izleyelim beraber. Aşıkları, umutsuzları, kaybolanları ve sokak serserilerini... Belki bir melodi gelip dolar kulaklarımıza. Umuda benzeyen bir ses… Sahibini arayan köpekler gibi çarparız bedenlerimizi kaldırım taşlarına. Betonların arasında büyümeyi becermiş çiçekleri yeriz. Sonra da öğütürüz insanlığın tüm yalanlarını. Cesaretsizce adımlarız sokak aralarında. Duvarda bir yazı var, "Vefasızın yası tutulmaz." diyor. Esiri oluruz sen ve ben korkularımızın. Avuç içlerimiz terler. Eş zamanlı olarak yağmur başlar. Yağmur tere karışıp akar gider ellerimizden. Sen ve ben. Tutamıyoruz hiçbir şeyi. Ama bu sefer geceye ait oluruz, belki o tutar bizi. Güneş hafiften göstermeye başladı yine kendini. Sabah oluyor. Sen de güneşi alıp ellerimin arasına bırakıyorsun. Ben yanıyorum, sen gidiyorsun.