bütün hislerimi bu tablo anlatıyor. hayatım yüzünden güzel duygular besleyemiyorum. bir çocuk gibi eğlenemiyorum. gençlik kavramını atlayıp yetişkinliği yaşamak zorunda kalıyorum. berbat geçişler arasında savruluyorum. sert kaya olmak zorunda kalmak, beni toplumdan soyutluyor. savaşımdan yoruldum. mücadele etmekten nefret ettim. mutluluğu tatmak istedim. ters, aksi, bencil oluşumdan nefret ediyorlar. insanların iğrendiği bir varlık olmaktan yoruldum. yedi şehir değiştirdim ama her yerde insanların bana bakışı aynı, soğuma hissi. on yedi yaşındayım lakin bunun sebebini hala anlayamadım. ben sadece hayatımı yoluna sokmak için çalışıyorum. ileride kendi kurduğum düzende kendim yaşamak istiyorum. prag şehrinde kaybolmak, iran’da furuğ ferruhzad’ın mezarını görmek, bir süre doğu bölgesinde yaşamak, fotoğraf makinesi almak, gittiğim yerlerin fotoğrafını çekmek, mükemmel bir aşkın derinine dalmak, saatlerce sinema konuşmak, bir gece sabaha kadar balkonda kahve eşliğinde hayatı anlamaya çalışmak, en yakın arkadaşlarımla seyahat etmek istiyorum. bir sarılmanın ruhu iyileştireceğine inanıyorum. ancak ben insanları hayatımdan çekip atıp çıkarmakla iç içe oluyorum. kişinin ve zamanın hep yanlış olduğunu düşünürüm. yaklaşık üç aydır tanıştığım kişilerde bunu deniyorum. eğer tanıştığım an içimden kötü his geliyorsa çekip atmak gibi. tanıştığım an olmasa bile o kişiye karşı kötü his hissettiğim an hemen çıkarırım ve her detayı unuturum. müthiş yalnızlığımı seviyorum galiba, ikimiz de çok mantıklı ve farkında davranıyoruz.