I.

Omzumun kafesine başının çöktüğü vakit,

kanarya suları döküldü naaşıma.

Siyah beyaz bir fotoğrafa yaslı, suni sevişmemiz.

Solunda fethi güzelin, sağında çirkin bir balina, adalesiz.

Bu fotoğraf falanca kanunun 125. maddesinde oldurdukça, adaletsiz.


II.

7.38 Kadıköy iskelesi.

Sarı sayfalarda bugüne dair vaazlar sıklaşmamışken

Ve sigaram da hazır sönmüşken

Ve şu çayı sidikten motor yanaşmışken.

Tam o ikliminde zamanın

Deniz miydi, yoksa daha mı mavisiydi gözleri?

Topukları asker çizmesi, bacakları kalın ayaza karşın.

Bir kadın geçişti.

Kırmızı ruju çizgili hayat bilgisi defteri

İçimin varoş sokaklarında göçmen Çingene haykırdı

“Hanım sen de çeki düzen ver kendine! Afrodit kırmızıyı sende görse

sela vakti asardı kendini”

Kırmızıyı kaçırmamak için

Kırmızıya koşuştu dizlerim

Kırmızıda saklı aşkın pusulası

Kırmızıdan korkar benliğim

Kadına 5 beden kala limana yetiştim.

Kalın kara duvarlar abdestsiz akranlar gibi

suratıma ayıp dağıttılar.


III.

İsmin diyorum matmazel, imam fısıltısı hani

İliştiriver bana ey masum!

Bir demet sıyır kaotik nevresimli çantandan.

Bir kök sıyır ser avucuma.

Uçuşsun kelimeler ak taşlı yosunsuz pınarından

Lâkin, sakarsan biraz şapşalsan bendenize nazaran.

Kıssadan bi' tekerleme ayıkla dudak ucuma.

Kısa dahi olsa.

Sahi, sevgili

İsmin kaça?

İsmine kaç A?

İsminde kaç a?

İsminden kaça!


IV

Yakışıksız fondöten pantolonun

Kırışıklı gömleğe küskünlüğü müydü bu cümbüş üstündeki?

Zaten giyinmeyi bilmez, kimseler de pek sevmezdi,

arada bi' poposuna süslenir,

arada bir de vitrini kırık kadınları hayali giydirir.