Geçiyor günlerim

Dün düşlemiştim oysa

Tam şu an oturuyor olacaktım

Marmara Denizi'ni karşıma alıp.

Çok derdim olacaktı

Bugüne kadarkinden de çok olacaktı.

Mesela kararsız kalacaktım

İstanbul'u en güzel anlatan

Yahya Kemal midir Orhan Veli mi?

Hangisini kaç kez okuyacaktım

Anadolu yakasını mı çok sevecektim acaba

Yoksa Avrupa mı?


Kış aylarında ağaçlar kahverengi olacaktı

Marmara mavi!

Bahar gelecek, yeşerecekti dalları İstanbul'un

Marmara hep mavi!

Kahverengi miydi maviye en çok yakışan

Yoksa yeşille süslenmiş hali miydi?

Bunu düşünüp yine kararsız kalıp

Dertlenecektim!


Çayım olacaktı elimde sadece

Buharına üfleyecektim

İçimin tüm birikmişlerini.

Bu kısmını düşlemedim

İnsan birikmişlerini unutuyor zira.

O gün kendiliğinden dökülmeli

Bir bir...


En son yudumunu alacaktım çayımın

Son yudumla bitmeyecekti derdim

Tüm yalnızlıkları yüzüme vurur gibi esecekti rüzgar

Üşüyecek ve kalkacaktım.

Şimdi sokaklarındayım aziz İstanbul!

İçine, tüm şehirler gibi, sakladığın

Acıyı görme vakti şimdi!

Hüznünle tanışma vakti şimdi!


Böyledir işte diyecektim

Doyurmaz bu düzen!

Karnını da aç koyar, ruhunu da!

İçine de almaz dışına da atmaz!

Pis bu düzen...