bu sefer işimi temiz görüp etrafa hiç kan sıçratmayacağım

kanının özünü damıtıp bırakacağım okyanusun en dibine

kurban verileceksin kan emici balıklara

en beyaz kinimle örteceğim kokuşmuş cesedini

kangren olan yerlerimi koparıp fırlatacağım selametle ardından

mezarında ne çiçek ne güneş doğacak


ayetlerimin hükmünü düşüreceğim bir darbeyle

kimse kendinden başkasını düşünmüyorken ayetlerime ne gerek var

en baştan dağıtacağım kartları hayat denen hileli oyunda

kupa kızını kendinden uzak tutacak sinek valesi, zaten uzaktı

ve son şansını da kaybedecek kupa kızı, zaten yoktu

ve kendime ayıracağım hileli kartları oyuna renk katmak için

renkleri tanıyacağım bir bir, zararlı renkler menzilime giremeyecek


karanlık göz kapaklarımı zorlasa da uyumayacağım

ormanını yakıp güneş bulmuş ağaç, uyumayacağım

bekleyeceğim, güneşe gömecek orduları yeksin-panzer

hırsızlıkta mahir goblin çalacak mahurbuselik bir beste

güneşimizin portresini yaptıracağız mihri müşfik

merak etme, o senin de güneşin olacak

merak etme, yeraltındaki gözler bile kamaşacak

—gözlere dokunma mihri, körlük bulaşmasın

güneşimizden mahrum kalacak vasat ordunun süvarisi