Gettolar ile birlikte verdiğim bir savaşın ortasındayım

Elimde kızıla çalan güneş.

Yıkacağım ya onların kardan olan kalelerini

Ya da yıkayacağım damı delik evimi.


Kimsesizler ile birlikte verdiğim bir savaşın ortasındayım.

Elimde Halit’ten kalma bir uçurtma avcısı,

Hasan ve emir olacağım;

Ya vura vura kazanacağım çocukluğumu

Ya da bir mecrada melek olacak o küçük ruhu.


Kuşlar ile birlikte verdiğim bir savaşın ortasındayım.

Ağzımda eve götürmek üzere aldığım sepetim.

Ya yuva olup yaşatacağım çocuklarımın kaderini

Ya da infaz edeceğim bir uçak motorunda kendimi.


Yalnızlığım ile birlikte verdiğim bir savaşın ortasındayım.

Elimde etrafında keçe kaplı bir kalem 

Ya var olacağız saman kâğıdının kokusunda

Ya da boylarız etrafı delikle çöp kutusunu!


Sezen ile birlikte verdiğim bir savaşın ortasındayım.

Elimde mis kokulu begonvil;

Ya bağıracağız “Gitme!” diye

Ya da boynu bükük susacağım “Vazgeçtim”diye.


Kendim ile birlikte verdiğim bir savaşın ortasındayım. 

Elimde Dosteyvski kitapları;

Ya monologlar içinde yaşayacağım hayatımı

Ya da Oğuz Atay’a bürünüp bir gün bulacağım albayımı.