Gülmek bir isyandır bazen

Dar ağacına gönderirler de seni gülümsersin hani

Hayatın dayattıkları da öyle gelir bazen

Keder yapışıverir diline bazen güldürürsün de

Gülersin haline

Taşınan ruhlar benzeştiyse aynı renge

Bulanıklık söz konusu değil

Bedenler de bırakılsın ki kısıtlanmayarak

Hükmetsin, yaşatsın kendi sultanlık devrini

Seferine devam eden gemiyi talan etmek ister bazen gönül

Kaptan değil de bir korsanmışçasına

Bırakır tanrıçaları da cadıları kestirir gözüne

Gitme o yola, ürkütür, karanlıktır

Ardında kalan da senin parçandır

Parçalar da gizler, korur, taşır soluk almayanları, ceset değildir

Bozulur ağıtlar, ruh yaşayandır

Gerçekliktir, gerçeğimizdir, ışıl ışıl olan odur

Ruhunda kalan odur

Kalan parçalar ise yoluna yoldaş olur

Dokunduğunda yandıysa buzdan kütle değil

Sıcak bir küldür, bedeni gözlere ışık

Işık kırmızı, sek içerken ben hayatı

Sen doldurursun buzlu bardaklara ruhunu

Alışılmış olan kabulleniştir, sıyrılmalı bu kesin düzenden

Gel-gitlerle serbest kalmalı ki ruh

Yükselsin, alçalsın denizler

Hayat bulsun

Kurulmasın kurulu düzenler

Salarken hayatı yeniden ışık yakmalı

Akıl, gönül, ruh, üretmiştir kendi anlamını

Aktarışlar sorunludur, aktıkça yolunu bulmuştur

Belirlenmeyen, belirsiz olan yarınlar görülmeye mahkumdur

Acı çekiliyorsa kesin çizgilerinden hayatın

Ona uymamalı

Yeniden vermeli şans taşıyan lütufları

Yenilmeli ruhuna, bana