Bu hayat benim, içinde dolu çürük meyvelerim, güneşe uzanmayan dallarım budanmış,

Yola atılan adımlarımı babam saymış; yanlış pek yanlış.

Tüm söylediklerin bu.

Annem çay demliyor, gözlerinde hep yaş hayalim, biraz yitirdiklerine, kahvaltıda eksik olana,

Sen horluyorsun baba, Uyudukların ve öldürdüklerinle tanrı olmuşsun, sana yakışıyor, öyle diyor elini öpen bir tutam bensizlik.

Benden olana attığın şamar orada, müze de asılı, izleyeni var, izlerini silen,

Ama hep orada.

Yok, hiçliğe savrulan bir şeyler, yelkenleri kuma sokanlar var; çölden korkanlar, sıcak bir nefeste kaybolanların cehennemi,

Sen horluyorsun,

Çaldıkların, yarattıklarına dön ve bak,

Yalnızlığa atfedilen sulak bahçen de oynayan oğlunu evlatlık almış korku,

Cesaretin yok elini tutmaya,

Şimdi dolu hatalarla, küçükken düşmekten korkanın mükemmel olana bir zaafı var,

Dirseklerinden akan kan değil hep bir utanç... Hep kapatacak kelimeler, sözler ve yarınları var.

Sonu başı belli olmayan güzel hayallerin ölü sessizliği bugün,

Sen bugünlerin katilisin tanrım, yarınlara attığın şefkatli bakışsın, ondandır aradığım, derviş olana bakışım ve biraz da azize selamım.

Artık susuz çöllerin ortasında kumlara sarılıp çıplak aya fısıldadığım şarkılarım olmasın, denizlere açılan korsanların kükrediği bir ezgim bulunsun,

Cebimde,

Elimin altında pek sıcak,

Benden aldığın beni ararım, o ben ki bensizliğe aç, bir yudum ben olmak istemenin utancını yaşarım.

Kim katil, kim tanrı,

Hepsini bir çuvala koymuş komşu, acımasızdır, havasızdır yolda bıraktığı,

Yol kenarına atılmış ben, biraz da öfkem, düşmana atılmış bir korku, bir sen var hep bende.

Yola çıkmanın zamanı tanrım,

Şafak pek yakın, gökyüzünde acı var, ağlamaya gebe,

Islatmasını bekliyorum, biraz çamurum var, birazda senden kalan.

İşaret ettiğim parmaklarımın gösterdiği yolda, gizlediklerimin, bir diğerine umut olmasını beklemenin iğrenç hissini tadarım.

Yanılmış ve dönmüş, biraz hırpalanmış,

Ağlamam günah mı tanrım,

Bana bakıp elimi tutmuş,

Umut,

Gerçekten,

Var mı,

Tanrım,

İnanmak, ben olmayanın savurganlığını terk eden bir diğer ben,

Ben senden giderken geriye bıraktıklarım var, yarını öldürdüğün sessizliğine cevaplarım,

Seçtiğim ben,

Şimdi gerçekten sevebilir miyim tanrım?

Sus ve cevap verme; gömül sessizliğine, öptüğüm eller

in kırışmış,

Artık bana ne...