Bugün altın kadehler

Bir daha açmamaya

Seni şahit göstererek yemin ettiler Tanrım

Haberin var mı bundan

Açık açık küskündüler

Onları beslemeyen toprağa

Suya

Sana

Ve insana

Oysa insan bulutlara değen binalarda

Altından yapılma kadehlerde

Şarap yudumlayabildiği gibi

Bahçesindeki bir avuç toprakta

Altın kadehte yetiştirebilir

Pekala

Fakat o yalnızca bir çiçek

Güzelliği tekerrür ettiği müddetçe

Bunu nereden bilsin


Bir huzursuzluk var topraklarımda

Çiçeklerin çığlığını duyuyorum


Tanrım, sen mi yaptın bunu

Bu faydasız öfkeyi

Sen mi yarattın

Okyanuslar gökyüzüne yağıyor

Okyanustan göğe

Kar yağar mı

Sis çıkar mı

Hiç düşünmüyorsun tanrım

Okyanuslar ayna olmaktan sıkıldı

Gri sular

Mai görünmek ister mi hiç

Okyanus olmak istiyorum tanrım

Balık olmak istiyorum

Gökyüzüne yağmak istiyorum

Gökyüzüne sığmak istiyorum

İçime sığamıyorum tanrım


Bir huzursuzluk var okyanuslarımda

Balıkların çığlığını duyuyorum


İki yabancı gibi sevişen

İki aşık görüyorum her gün

Ya da belki tam tersi

İki aşık gibi sevişen

İki yabancıdırlar

Aşık olmak isteyebilirdim değil mi

Çöle bile kar yağan gezegende

Ben sevgilime kavuşamıyorsam

Ve günün birinde

Tek göz evimizde

Güne sevdiğimle başlayamayacaksam

Huzursuzum, korkuyorum

Tarçın kokusunu alıyor musun sevgilim?


Bir huzursuzluk var içimde

Sevgilimin çığlığını duyuyorum


Ve ben

Sanırım yeniden bunalıma giriyorum


Elveda Tanrım

Çünkü senin de çığlığın yankılanıyor

Yüreğimin en tekinsiz kıyısında

Ve bunu yalnızca ben duyuyorum