bazı seçimler yaptım
bazı kararlar verildi işin ucunda
çoğu şeyden vazgeçtim
kendimi es geçtim çokça
azaldım bazı yerlerde
sivrildim köşelerde
dik başlı bir rüzgardım
estim durdum
kopardığım bütün fırtınaların içinde
hep benden eksilenleri toparladım
pişmanlık kötü huyluydu
bütün vücudumu sardı durdu
geceleri köklerinden ulaşırdı
ensemden parmak uçlarıma kadar
keşkeler içinde iç çekip durdum
anladım ki
ben kavrulur sanarken her yer
kurumuş kalmış topraklar içim
her defasında inanarak koştuğum peşinden
bir serapmış
için için
bilmezdim
anlamazdım ki
fazla fazla bakardım
gözlerim dolardı hemen
sığmazdı birkaç hayal kırıklığı
hemen dökülüverirdi eteklerimden
toplayamazdım paçalarım hep sürüklenirdi peşinden
saklamayı öğrendim
görmezden gelip susmayı
ahımın payını hep başkalarına verdim
en haksızı bile savundum hep içimde
enlere sustum
çıt sesinde çığlıklar attım
kimse anlamadı neden
anlam verilemeyen
sonucu aranmayan
bir galip olarak çıkıverdim sonra
en büyük hakkı kendimde buldum
ama
hala en çok kendimi sorguladım
aradım durdum insanlığın köklerine doğru bu aşkların mecazını
indim en derinden seslendim
dipte değilse hissetmez
köklerine sular işlemez
sadece güneş yetmez
bir güzel söz olmadan hiçbir çiçek yeşermez
sarılmadan yaraların izlerine
kabuk atmayı bilmez
ben durgun bir denizdim
dalgalandım
kaç kere kıyıya vurdum
duruldum
boğuldu denizimde zamanların en büyük yangınları
kıyısı okşanmadan diplere inen cesaretli yürekler
yıllar sonra kumlarıma çakıl taşları ektiler
nefesimi vermişim ne zamandır
hiç soluk soluğa kalmamışım
sarılmış boğum boğum
hiç iz bırakmamışım
kime ne öğrettiysem
hep öğrendiğimden
ne pay biçtiysem ben
ne ektiysen sen
aldım ahımı
aldım nefesimi
dalgalandı da duruldu denizim
yeşerdi, soldu çiçeklerim
yeni filizler yeşerdi bahçemde
ne umutlar ektim diye
şimdi daha da susamam ki
mezarlıkta bekler gibiyim
karanlıkta yutulmuş gibi
kalabalığa kaybetmiş gibi
izim silinmiş
duvarlarım aşınmış gibi
buluyorum şimdi
bunca zamandır ne aradıysam...