Tren raya girdiğinde başlar yolculuk,

Umut adlı vagonun cam kenarında.

Doğu Ekspresi geçerken ikliminden

geçmezken ben

Uzun bir bekleyişin vedasında söylenir

Gitmek bunca zamandır bunca ölmek


Nehrin koştuğu da olur, sustuğu da

Bunu bilir oyulan köprünün ayakları

Sandalı saçlarından dünyaya bağlayan halat

Gölgesi suya değen ağacın kuruyan yaprakları bilir

Beklemek bunca zamandır, bunca ölmek


Menevişli bir sabah atlar ovaya indiğinde

Yılgın otlarının düğünü başlar bozlukta

Kuş yuvaya geldiğinde dalın türküsü dillenir

Çoban değneğidir, değdiği yerlerde söylenir

Yürümek bunca zamandır, bunca ölmek


Keder kayaları düşüyor kader dağlarından

Yağmurun hüznü inince başlıyor dünyaya

Ey gam bulutları ne de siyahsın alnımda

Yemence bir çiçeğin gövdesinde yazılıdır, Türkçe

Büyümek bunca zamandır bunca ölmek