Yıllanmış şarkıların şaraplığı var üstümde
Kınından çıkmış bir bıçak gibi keskin
Bir iki damla kırıklık duruyor gözlerimde
Batar, parçalar ve kanatır bu kırık
Gözümde bir perde gibi sırıttıkça kanadım
Aradıkça o uzak eskileri
Zamanla alıştım
Yıllandıkça karardım
Bir kenara attım kırıkları, uslandım
Kadeh kadeh yudumladım yalnızlığımı
Hâlâ ağzımda buruk bir tat
Ağzımdan çıkan her bir söz sessiz
Sadece ben duydum, ben kanadım her gün
Hâlâ gözlerim yaşlı bilmezsin
Bir iki kırıklık aktı her bi kadehte
Bilmem kaç defa kaldım sensiz.
Kaç defa aradım sensizliği, sayamadım
Nasıl oldu da bir ben kaldım sürgün
Kaçtım kendimden
Benliğimde benleştim