değil mi ki kulağıma takılan mor uçurum

içimde yazılı olmayan bir çingene şarkısı

dışımdan ruhumun yuvarlak çocuklarına

çekirdek aile fazlasından saklı içilen vermidon

değil mi ki köşeli bir selamda çekilen yalnızlık

değil mi ki kalbimizin cebinde kırmızı pasaport

bütün kalplerle diplomatik sorunlarımız var


veresiye defterinde güzel gün raporları

iki biraya çırçıplak kalınan şiirler

yumruk kadar aydınlık falan

dövmeyi kusur sayan el bileklerimiz

oysa çarpık gömlek ve kesik kol

olacak en son yerlerimiz / nasıl deriz

beni sevmiyorum çünkü sorun sende demenin

yersiz bir çekime ağır düştüğü

tüy kadarlanmak

bilmiyorum / nasıl deriz


mesela diyorum bakınız mesela

balkondan atlarsam görülen deniz manzaralı bina

duvarları çok çirkin ki ben

avukat suratına benzer şeylere

bakmayı sevmiyorum

mesela bakınız

kırmızı bir maymun götü

külle dolu bir küllük ki bilmiyorum işi o değil mi

iktisat defterlerini mali raporları hiç sevmiyorum

kuyruğu yuvarlağı eksik bir nota

-dört vuruş es rüzgar gibi kısa-


sessiz olan şeylere sessiz kaldığım zaman

gırtlağıma tanımlanamayan vergi kütleleri biniyor

mesela aferin doğmamış peygambere

oy vermeyeceğim partiden

siyasete atılmasına katlanamazdım


ben bir şeylere çok kızıyorum bir aralar

şiir yazanlara çok kızıyorum mesela

esnaf lobisine taksi lobisine

güneşe kızdığım kadar şemsiye satanlara kızıyorum

olacak en son yerlerim / olur ya ağlarsam

neden kendini asar yüz kiloluk bir zenci

neden yanlış perdeden kalkar persli bakkal

olur ya ağlarsam

göz çanaklarımdaki sahipsiz bayrak yarıya inebilir


mesela bakınız mesela

benim şimdi ayaklarımda mordan yalandan çaputlar

ve yalnızlık tedavülde ya hâlâ

ve her insan çift yaratılır yalanı çünkü

ve aramızda okyanuslar balıklar balıksız denizler

ölüme benzer şeyler hep ucundan kıyısından

ey bu dünyada yalnız olmayan kim varsa

hiç doğmamış olmanızı istemezdim

ben bunu sevmiyorum

ben sizin acı bir şekilde

gebermenizi isterim


aramızda ölü balıklar


resim: kate mikhatova - waiting for a miracle