Bu kurmacanın çok düşünülmeden yazılmış savruk bir karakteriyim, biliyor. Belki beni reddediyor fakat biliyor. Kabullenmek yenilgidir, en azından o öyle sanıyor. Hayata ve tanrıya dair hiçbir yenilgisi olmayan o, bana karşı yenilmekten bu denli korkuyor. Biliyorum, biliyor. Ben onun tanrısıyım; bunu ben biliyorum, o henüz bilmiyor.

Tanrısından kaçamaz kimse. Tanrı bekler yalnız, kabullenilsin diye. Tanrı olmak kabullenilmeyi beklemektir; bekliyorum. O tanrısını ve tanrısının avcunu kabullenene dek sıkmadan tutuyorum onu. Yalnızca avcumu kapatıp nefesimden veriyorum soluğuna, o üşüdüğünde. Bir tanrıya yakışır şekilde, bekliyorum. Belki bir gün kabullenir ve ben tanrı olmaktan vazgeçerim diye, bekliyorum.

Ölümler ölüyorum ve sonra onun ölülerini gömüyorum. O ne benim ölümlerimi görüyor ne onun ölülerini gömmemi. Bir tanrıya yakışan kabullenilmektir diye diye, gömdüklerimle bekliyorum. Bir kedi değilim ve istersem doksan dokuz kere ölebiliyorum. Belki yüzüncüde görür diye, bir kere daha ölüyorum. Ölülerim ve dirilerimle, bekliyorum.

Beklerken tanrı olmak ve Gregor Samsa veya hiçbir şey adında bir hamamböceği olmanın farksızlığını anlıyorum. Bir kişi için veya herkes için ölmenin farksızlığını anlıyorum.

Tanrı olmaktan vazgeçmek için, tek bir kez beni kabullenmesini bekliyorum.