Biraz daha büyüdüm,

Ve barıştım kendimle

Hatalarımı gördüm;

Kızdım kendime,

Hedefler koydum önüme

Ve koştum peşinden;

Başaramadım çokca,

Hep avuttum kendimi.

İsyan ettim bazen,

Bazen çokça şükür ettim.

Olmayacak işler için çok üzüldüm,

Düşünmekten uyuyamadım saatlerce,

Kafaya takılmayacak şeyleri

Kendime dert edindim.

Kalbimi kırdım en çok,

Yapılmayacak şeyler yaptım.

Önüme serilen her şey benim için değilmiş,

Onu öğrendim.

Fırsatlar kaçırdım

Ve yeni fırsatlar geçti elime

Elimden gelen her şeyi yapmak için çabaladım;

Mutluluğu ararken uzaklaştım kendimden,

Bazense kendimi hiç tanıyamadım,

Yabancılaştım.

Bir mum diktiler önüme,

Ve dediler ki biraz daha serpildin.

Dilekler tuttum,

Hep içimden geleni.

Çokca cesurdum,

Bazen aptallaşsamda.

Çocuk gibi inat edip durdum,

Çünkü hala çocuktum,

Ne kadar bir ağaca dönüşsede dikili fidanlarım,

Saksının dibinde hala filizlerim vardı.

Ve ne kadar büyüsemde daha çiçek verecek dallarım var.

Yine de çok fazla şey öğrendim,

Çok fazla şey kaybettim,

Yeni insanlar tanıdım,

Bazı yenilikleri çok benimsedim,

Kendimi sevdirdim bazen,

Bazense nedensiz nefret sebebi oldum,

Sorular sordum,

Sorulardan kaçtım,

Kendimi buldum ve

Kaybettim yüzlerce kez.

Bazı şeyleriyse hala öğreniyorum,

Hala büyümeyi öğreneceğim,

Belki daha fazla sevmeyide.

Belki çok emin olduğum şeylerden şüphe duyacağım,

Kendime en uzak gördüğüm en yakınım olacak belkide.

Şans vermeyi öğrenmeliyim,

Fırsatlar tanımayı ve

Kendimi daha güzel büyütmek için toprağıma iyi bakmayı, daha fazla güneşlenmeyi

Ve güzel şeyleri söylemeyi öğrenmeliyim.

Dinle Eftelya,

Ağaçlar, fidanlar ve filizler

Koca bir ormanın habercisidir.

Büyüdün, serpildin çiçek bile verdin,

Meyve vermeyecek ağaçların peşinden koşma!

Ve kendine çok iyi bak...