Günah cihetinde önce çocuklaş, sonra ceninleş,

El varlığını bırak, kendi hiçliğinde derinleş,


Mavi sulu top cazibesini kaybediyor hızla,

Şeytan bile artık cehennemde değil; aramızda,


İçinde boğuluyorum meçhul sebepler ağının,

Bulduğum sonuçlar görünen yüzü buz dağının,


Debeleniyorum çıkmaya leş kokulu vadiden,

Tarih boyu yolu bulanlar olmuş; ama nadiren,


Sonu meçhul bir cezirde ilerliyorum; medim yok,

Elimi tutup çekecek bir Hızır, dost, nedim yok,


Mazi yangınında burulmuş kaygılarmış tutuşan,

Seslerine alıştığım bülbüller ölmüş ötüşen,


Servet yatırıldı boyası atmış bir külüstüre,

Tekerleri ezerek park etsin diye gül üstüne,


Gözden boşalanlar birikir de bir gün dilde dolar,

Bir çift gül yetişir Sina’da; sonra o gül de solar,


Sıfatı sultan olsa da güvenme dünkü insana,

Nefsi terchini bil ki bırakmaz çünkü insana,


İmtihan yıkıl diye değil, bilakis “silkin!” diye,

Bin teheccüd merdûdu, belki verilir ikindiye?