Dünya dönüyor. Marc Aryan söylüyor. Asuman camdan bakıyor. Dünya dönüyor. Asuman da dönüyor.

Asuman bir sabah eski Rock yıldızlarının trajik ve ikonik sonunu yaşatmak adına, eh yani yirmi yedilik bir son getirmek niyetinde bir otel odası kiralamıştı. Ve derken boşandığı kocasının hapisten çıktığı haberini aldı.

Camına bir nefes bıraktı.

Bu onun kendince şairane bir zırvalığı fısıldadığı;

Yeryüzünde bıraktığı küçücük ve bir nefeslik, bir cigaralık, bir ömürlük iziydi.

Hani dünya da dönüyordu ya hala ısrarla;

Asuman söylüyor;

Bazı evlerin dünyası dönmüyor.


Asuman nemli saçlarını iki eliyle kavradı ve akan suların teninden geçip onu ürpertmesine izin verdi. Kendini yatağa bıraktı. Sinir harbinin getirdiği kafa uyuşukluğu onu sersemletmişti. Gözlerinden yaşlar süzülürken elleri de bacak arasına süzüldü. Parmakları şimdi bir senfoniyi başlatıyordu. Asuman, ağladı. Böyleydi. Birçok duyguyu aynı anda yaşıyordu. Aşkla nefreti, şefkatle şehveti, ölümle yaşamı, korkuyla cesareti ve ağlamakla orgazmı.

Yamyamdan ne farkı vardı. O da insan etiyle besleniyor. İnsan teninin arzusunu, terini, üzüntüsünü ve sevincini daha nicesiyle besleyip, büyütüyor ve yiyordu. Asuman daha geçen hafta çiçeklerini sulayıp buduyordu. Hepsini balkondan fırlatmasının öncesinde, çiçeklerinin de üzerine titriyordu.


Asuman fısıldadı;


Aylardan nisan

Ve ihsan

Kimdir ya da nedir unuttum

Yıllar geçmiş

Kalbim seçmişti

Ama bazen

Bazen

Bitmedi mi kötü kadınlığın-

Kötü kadınların iyisi Asu-man!

Bitmeyecek mi yangının

Altı açık kalan ocakta tütmüş kederin

Boğaz kurutan tütünün

Gözünün sürmesi.

Köklerini tutuşturmuştun yaşamın

Geçtiğimiz ocak

Ah o ocak!

Ve kaybolacak

Gençliğimi diktiğim sancak

Ancak ellerim yaşayacak

Sesin dağıldığında

Bana dokunduğunda

Filiz verdiğinde geçtiğimiz pazar diktiğim domates fidesi

Ki ben gördüğümden beridir gözlerini

Bir ipte oynayan iki cambaz sakladım

Bir camdan hatıranın içerisinde!

Ve ben delirdiğimde

İkimiz gireceğiz.

Bir deli gömleğine


Asuman giyindi;


Çıktı, gitti.