İstanbul'dan Ankara'ya dönüyorum tam şu anda. Tren yolculuğu ile. Biraz uyudum, biraz izledim ve bolca düşündüm. Çizmek istedim, yazmak da tabii. Ama o kadar muntazam olsun istiyorum ki çizimler, o günleri yaşarkenki hislerimi 10 yıl sonra da eksiksiz hissedebileyim. Onu çizmek istiyorum. Hissettirdiklerini yazmak ve işte en büyük itiraf bu. Kendime saklamak istiyorum içimde elimi nereye atsam bulurken. Kendimce hayalini kurduğum tüm ülkelere seni de dahil ediyorum. Tüm ekim aylarıma, anılarıma, andan kopuşlarıma.

Bazen bi' dizi kesiti veyahut biraz şarkı. Şarkı listelerim ve eskiz defterlerim. Mentollü sigara paketleri ya da iskambil destesi. 9×9 sudoku tahtası ve satranç da dahil. Hepsinin içinde ve biraz da dışında çünkü satranç tahtasının bir kenarına oturmalıyız. Hırsla oynadığımda anlaman ve eşlikçiliğin kadar gerçek. Kendimi bulduruyorsun ve buluyorsun. Ben oldukça senin olabiliyorum. Aşkın en gerçek olduğu dönemleri anımsıyorum. Hatırıma bir bir anlar düşüyor ve hala yerinde sabitsin. İlk defa seninle düşmekten korkmuyorum. Kendime tam da şu anda saklıyorum. Seninle anime izliyorum ve senin bazen ne yaptığımızdan haberin bile yok. Ben seni başımın üstünde bir melek gibi her yere taşıyorum. Omuzlarımda ise dudaklarının hisli vuruşları. İyi ki anlam kazanıyor. İyi ki kazanıyor.

08/08/2024