Çocukluğum ıssız bir caddede şimdi, gün doğmaya yakınken. Tek tük yanan sokak lambaları, yağmurla birlikte mis gibi kokan çiçekler ve kaldırımın kenarına sıralanmış çınar ağaçları; benim hızlı adımlarıma rağmen gayet huzurlu duruyorlar. Ben niye bu kadar hızlı yürüyorum peki? Bir şeylerden kaçıyorum besbelli. Peki yağmur damlaları neyden kaçıyor? Gözyaşlarımı saklamak için mi bu kadar şiddetli çarpıyorlar yüzüme, yoksa gözyaşlarımla birlikte, toprağa süzülerek mi hafifletmek istiyorlar beni? Bilmiyorum, belki de en büyük sebebi kendimi duymamam içindir çünkü hatıralarımda var olmaya gücü yeten tüm sesler, zihnimi ele geçirmiş durumda. Başka da hiçbir ses yok, ne siren sesi ne acı haykırışlar ne de umutlu kahkahalar. Sadece boş caddede yankılanan sessiz çığlıklarım ve yağmur damlaları.
Kasvetli bulutların eşlik ettiği caddede; gözlerim, sadece sevgi beklerken ışıl ışıl baktığım dünleri görmek istiyor. Etrafımdaki yeni çiçeklenen kiraz ağaçlarını, trafik lambalarını değil. Şu an diye bir şey yok bu vakitte, yeni açılmış ekmek fırınına giden insanlar yok. Evin yollarını takip eden sokaklar, yok. Boş bir cadde var ve ben...
Işığı açık kalmış tek bir ev bile yok. O evlerdeki insanlar nasıl uyudu kim bilir, belki de uyumadılar, aralık duran perdenin kenarından gökyüzüne bakıyorlar. Belki de onlarda dışarı çıkıp bağırmak istiyorlar benim gibi, ama caddenin ıssızlığından korkuyorlar. Bilmiyorlar ki ben o caddeleri kalabalıklaştırdım artık, ıssızlığından korkulacak bir yer değil. Kaldırımlara vicdan artıkları dökerek yürüdüm. Her nesneye bir şey bıraktım. Ağaç gövdelerine dokunup onlarla selamlaştım, yere düşen kozalaklara da içli içli ağladım. Bu cadde hiç yalnız değil çünkü ben varım, yürüdükçe bir olduk biz, bir bütün olduk.
Andık herkesi sonra, bulutların arkasına saklanmış dolunayı andık büyüsüne kapılarak, bize yönümüzü gösteren yıldızları andık yolunu kaybedenler için, gün doğduğunda kapanacak ışıkları andık ve baharda tomurcuklanan yaprakları, sonra da mezarlıktaki servi ağaçlarını andık, en çok da çocukluğumu.
Raan Sunguralp
2023-04-10T00:58:59+03:00yanyana yürüyoruz bu yolda. belki aynı otobüse biniyor, aynı kaldırımda yanımızdan geçiyoruz. belki başımızı kaldırıp görmüyoruz birbirimizi ama yazmak var ya işte, gecenin bu saatinde, bir araya getiriyor, bizim gibileri...
Aslı Deyim
2023-04-10T00:48:36+03:00Yazılar işte,
Zihinlerimizi birleştiren,
Kalplerimizi bir eden.
Teşekkürler Raan, aynı şeyleri düşünmüşüz belki farklı zamanlarda, yorumun beni çok iyi hissettirdi, işe yarar hissettirdi ve en çok da ulaşılabilir 🌿
Raan Sunguralp
2023-04-10T00:38:10+03:00Şehirlerarası bir otobüs yolculuğunda sabaha karşı görmüştüm o caddeleri. Güneş henüz doğmamış ve caddenin etrafında dizilen evlerin ışıkları henüz yanmamışken. Evlerin içinde yaşayan insanları düşündüm, senin gibi, nasıl uyudular? akıllarından ne giçiyordu? Yoksa, uyumayıp benim içinde olduğum otobüsün yanlarından geçip gitmesine bakarak, hayaller mi kurdular...
Aslı Deyim
2023-04-07T19:05:03+03:00Ne güzel bir yorum yapmışsın Burhan. Amacım ''caddeleri, caddelerimizi tekrardan tanımak ve tanıyarak yürümekti''
Hep beraber mutlulukla, o caddelerde.
burhan13s
2023-04-07T18:58:17+03:00Her okuyanın kendi hikayesinde bir yere dokunduğunu düşünüyorum bu yazının. Kendi hikayemdeki bazı şeylerle de yüzleşme imkanı sağladığı için özel olarak teşekkür etmeliyim bu yazıya. Kalemine, yüreğine sağlık. Sokaklarda mutluluk çığlıklarını anlattığın bir yazıda buluşmak dileğiyle. :)🌿✨️