şimdi eski fotoğraflar, bütün isimler
duruyor öylece odada, yeryüzü karanlık
ışıkları aç diyorsun
uzun bir anlama yaslanıyorum
dilimde eski bir yaz ağıtı.
bunu sana hiç anlatmamıştım
sesimi uzaklara götüren kadın
burada unutmayı öğretiyorlar bana
bir avluya baktım
bir eve
anladım ki gece içimde sönüyor
anne geç kalma diyorsun.
kendi sessizliğinin kanatlarına sığınmış güvercin gibidir şimdi annem.
belki de babamdan kalan son bir fotoğrafa
bakıyordur.
belki uzun uzun susuyordur dağlara bakarak
belki tutunmuştur çayın demine
yakılmış köylerin yasaklı türkülerine.
belki de hala çok zordur,
çocukluğunu büyütmek
belki kanatlarından sıyrılmış
toparlan artık diyordur.
bazı günler çok zor, bazı günler hiç yok.
şimdi koynumda bir güz çarpıntısı
duruyor soğumuş öfkem dizlerimde
kendi içine bak diyorsun
boşluğun avlusunda tedirgin bir yağmur
karanlığın bağrından şehre giriş yapıyor
çamurlu bir kışlangıç.
bazı günler hep kış, bazı günler poyraz.