Anne baba evi doğduğunuz, büyüdüğünüz, ayrıldığınız, dönüp tekrar kavuştuğunuz, en zor, en dar, en mutlu zamanınızda sığınacak en güvenli limanınızdır.


 İçinde yaşayan anne babanızla, kendinizi güvende hissettiğiniz, en doğal halinizle, en çocuk halinizle sizi sarıp sarmalayan müthiş bir hazinedir.


Babanızı kaybettiğinizde anneniz yaşatır o evi ...Size kapıyı açan, karşılayan anneniz olduğu sürece, babanızı da yaşatır o ev. 


Bir gün, annenizi de kaybettiğiniz zaman, evin kapısını kendiniz açmak zorunda kaldığınızda bütün herşey değişir. Sizi buz kesmiş bir ev, dilsiz eşyalar, kapkaranlık odalar karşılar.


 Köşede duran koltukta artık anneniz oturmuyor, mutfakta annenizin keyifle yudumladığı kahve fincanı, öyle sessizce yas tutuyor , arka odada dolapta duran örtüler, masaya sehpalara hayat verirken, renk katarken bir köşe çekmecede öyle sessizce duruyordur.


Odalarda konuşan kimse kalmamış, ocakta kaynayan yemek, televizyonda izlenen film bitmiştir.


Anneniz, babanızı da alıp gitmiştir artık...


 Bir daha pembe koltukta oturamayacak, mutfakta annenize kahve hazırlayamayacak, sohbet edemeyecek, duvarda babanızın fotoğrafına bakıp gülümseyemeyecek, siz evden çıkıp giderken balkondan size bakan anneniz olmayacaktır.


Can evinizden vurulmuşsunuzdur artık...