Burada kendimi bir canavarın pek kasvetli ağzından çıkmaya çalışan süslü bir kız çocuğu gibi hissediyorum. İleride, en ileride çok güzel yaşantıların beni dört gözle beklediğine inanarak. Bazen üzerime yağan çirkin tükürüklere bile gülümsüyorum. Bakıyor ve diyorum ki ne güzel yağmur yağıyor. Sonra birden çok ıslandığımda yukarı dönüyorum, fark edip görüyorum canavarı ve kızgın kırmızı gözlerini. İşte o zaman başka bir hayat düşlüyorum. Bisikletim ve müziğimle yürüdüğüm başka bir mekan.
Hayalimde bir ülke görüyorum, yemyeşil ve herkesin kendini kucakladığı. Arkada mavi ışıltılı gökyüzü. Işıltılı, çünkü güneşi çok seviyorum. Yerde papatyalar var ve üzerlerine basmamak için sek sek oynuyorum. Oraya bir adım atmak isterken peşimdeki ölümleri duyuyorum. Açlığı, yalnızlığı ve öfkeyi duyuyorum. Onca yıl kaçmak isterken artık gidemiyorum. Hayalim kötü gelmeye başlıyor fakat geriye de adım atamıyorum.
Doğduğum yeri özlüyor, geri dönemiyorum. Yaşadığım yerde sıkışıyor, doyamıyorum. Sonra aklıma bir şiir geliyor;
"Neler yapmadık şu vatan için!
Kimimiz öldük,
Kimimiz nutuk söyledik."
Orhan Veli