Belki de ölmen gerekir

Belki de gitmen gerekir


Var olan tüm seslerin yankısıyla yerinden kalktı

Üstüne başına baktı, utanmadı bir sigara yaktı

Mustafa Ali, Mustafa Ali, gideceksin Mustafa Ali

Başka bir şehirdir, muhtemeldir görmediğin

Yolun başında ve arzın şafağının yaşında bir koca karı

Şimdiden senin ağıtını yakıyor


Bu kendini dinletmek demek

Şundan sonra aptal işidir gitmemek


Bir ayakkabısına baktı bir kapı eşiğine

Eşikteki ruhları tarttı kafasında

Sen Ali’sin de Mustafa’sın da

Bir yol bul

Bir yoldur ki gider cennete kavuşur

Kaderin cilvesinden bir elma çalarsın

Yaparsın, göğsünün sıkıştığını da alır gidersin

Hatta bu gitmekten bir taç takarsın başına

Selam bile vermeden hiçbir arkadaşına

Adını bile bırakmazsın çatlak dudaklarda


Mustafa Ali gidiyorsun işte

Biri daha böyle gitmişti ve…


Sarı saçlı baştan sona bir hatıraya dönüşür

Sen durdun diye durmayacak zaman, çakır keyif kargalar uyanmadan

Sızını kusamadığın bu yere elveda yakışır

Annenin kargışları yatışır, bıyıklarını kesmezsin

Adını bir eksik söylersin başka birisin artık

Elbet görülecek birkaç günün vardır

Ne de olsa yaşamak neticesi itibarıyla intihardır


…Önce herkes onu unuttu

O da niye doğduğunu