kim bilir ne yolladı bilinmezlere bizi

ben ki gölgesiyim yarılmış bir ağacın

çamurlu topraklarda bir dev ayak izi

belki kanamaktayım, ortasında bir haçın

yağlı boya, duvar süsü maharettir, ne menem

bilin ki astılar, can somuttur, kanardır

Yürüdüm ve kaynadı, sona yakın makinem

cambaz vardır bir ipte, boşluklara konardır

doldurdukça biten pil, bittikçe dolan boşluk

al senin olsun yüzüm, üstünde duran surat

astarında bir ceplik, bir çukur ki bir kuşluk

durdukça durur saat, kurdukça duran saat

yolladı ayağımı bilinmeze vakitler

trenler, vapurlar, boy boy dikili kavak

çarmıhın çivileri yeminime şahitler

uyumak istiyorum, gerinerek uyumak